Değerli okurlarım, dünkü sayımızda uykudan ve sağlıklı uyuyabilmenin de futbol izlemekle mümkün olabileceğinin altını çizmiştik. Biz öyle düşündük ve söyledik ama vefakâr sporseverleri kendi haline bırakmıyorlar ki… Kulüp yöneticileriyle, atamalı federasyonuyla kanlarına adeta zehir zerk ediyorlar. O zavallılar birkaç saat uyuyorlar ama kan ter içinde uyanıyorlar.
Avrupa’nın en gelişmiş ülkelerinde bile tatsız olaylar olmuyor değil ama onlar fişlenmiştir. Uzun süre ne ülkelerinde ne de yurt dışında futbol maçı izleme şansları yoktur. Bildiğiniz gibi onlara holigan diyorlar. Bizde neden böyle? Biz neden tadını kaçırıyoruz? Yabancı futbolcuların “Futbol Cenneti” dediği güzel ülkemizde neden futbol tavan yapmasın, neden tribünlerde şenlik olmasın?
Sporun geniş bir anlamı, insanlara sunduğu önemli mesajları vardır. Bunu neden anlayamıyoruz? Başbakan da futbol oynamış ama yine de futbolun kurallarını çiğneyip duruyoruz. Oysa spor, insanın bedensel olarak gelişmesi, moral-motivasyonu zirveye çıkaran en önemli yaklaşımdır. Futbol da spor olduğuna göre kurallar çerçevesinde ondan da yararlanmak bir ideal olmalıdır. Futbolda, sporun ideal yönlerini ilgilendiren hiçbir şey kalmadı. Yerle bir oldu adeta. Taraftarlar terörist oldu adeta.
Yakarak, yıkarak, emniyet güçlerine karşı çıkarak, amme malına zarar vererek taraftarlık olur mu? Teröristlerle bu saldırgan fanatik taraftarların tek farkı birisi dağda yaşıyor, diğeri şehirde. Tek fark bu! Arada ki en belirgin fark bu işte! Bu noktaya kolay gelinmedi. Tek suçlu, maçlarda canavarlaşan fanatikler değil. Ortada korkunç rant dönüyor. Herkes kazanmanın derdinde… “Bu maçı almalıyız, başka yolu yok” diyen yöneticilere ne demeli?
Aferin diyoruz. Aferin diyeceğimiz çok insanlar kurumlar var. Müsabaka öncesinde stat elektriğini kestiren yöneticiler, yaranmışlık adına kınadan söz eden sporla ilgili bir kişi! Spora siyaseti karıştırmayız diyerek, sporun içinden çıkmayan anlı şanlı bir Kasımpaşalı! Şikeye teşvik primine göz yuman ve hatta teşvik eden, bu uğurda yönetmeliği bile değiştirme asaleti gösteren atanmış bir federasyon! Kabinenin bile ufak-ufak spora endekslenmesi, sporun seçim kampanyası haline dönüştürülmesi!
Zaten, feriye de fazla bir şey kalmadı. İşte biz bunları yürekten alkışlamak zorundayız. İstersen alkışlama. Bir gece ansızın seni ‘pembekol’a götürürler ve ne olacağın, nerede olacağın da belli olmaz. Korku dağları bekliyor!
Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA
