Kadınlar olmasaydı ne yapardık?.. Şaşırır dururduk her halde… Makalemde biraz gerilere giderek anılarımızı tazelemek istedim. Geçmiş seçim öncesiyle bu seçim arifesi arasında bir fark var mı? Kadınlar listelere alındı alınmasına da çoğu alt sıralardaydı. Seçilenler bence şans eseri seçildi. Seçim bitti liderler seçilen bayanlarla ilgili övücü sözlerle ekran karşısında… Seçilenler görevlerinin başına geçtiğinde, seçim öncesi bayanlarla ilgili söylemlerin çoğu unutulacak. Unutulacak mı? Yoksa unutulduğunda onlara yeniden hatırlatılacak mı?
Seçim öncesi; Seçim öncesi süslü püslü araçlara takılan megafonlarla, mahalleler sokaklar ve caddelere doğru tiz bağırtılar halen kulaklarımızda… ‘Sevgili kadınlarımız; Kadınlar gününüzü en derin ve safi duygularımızla kutlarız…’ Dünde böyleydi bugünde böyle… Bağırtılar hep aynı ama sonuç vahim! Kadın cinayetlerinin önü ve arkası kesilmiyor. Falanca yerde eften püften sebeplerle kadınlar öldürülüyor. Akşam ve sabah haberleri muhakkak böyle haberlerle yoğun, keyfimiz bozuluyor! Her gün bu haberlerin içerisinde mutlaka öldürülen bir kadının haberi yer alır.
Kadının yakınları feryat eder; ‘Karakola müracaat etmişti.. Koruma istedi ama yine de öldürüldü…’ Siyasi parti liderleri, belediye başkanları için bu durumların ayrı bir sınav özelliği olmalı. Seçim beyannamelerinde gerçek olarak kadın konusu işlenmeli. Çoğu seçim bildirgelerini inceleyin. Kadın ile ilgili yapıcı bir çalışma yok. Çoğu kadını baş tacı yapar yapmasına da cinayetler bir biri arkasına gelir.
Belediye hizmetleri, anladığımız kadarıyla bilgi ve beceri ister. Verilen sözler sözde değil özde kalmalı. Yolda yaşlı bir kadın görüp onun elini öpmekle kadına sahip çıkılmaz. İlk önce yapılacak icraat insanın gönlünde oluşmalı. Kadınlarımıza el becerileri öğretilecek kurslar düzenlemeli. Kadın kendi ayağı üzerinde durabilecek şekilde yetiştirilmelidir. İnsanlığın en cefakâr insanları olan kadınlarımızı baş tacı edebilecek yatırımlardan bahsedilmeli. Bahsedilirken de gerçekleştirilmeli. Sorumluluklarımızın toplumumuzda var oluşu gözetilmeli.
Her ne kadar demokrasi için yapılması gerekenler yapılıyor dense de buna ben inanmıyorum. Nasıl inanayım? Etrafımız acı çeken kadınlarla dolu! Yoldan boynu bükük bir kadını durdursam biraz sohbet etsem, içi dışı kahır dolu… Güler gibi gözüken yüzleri derin ve kalın çizgilerle donanmış… Dertleri kim bilir nede çok! Konuşturulsa konuşmazlar. Sessizce yanımızdan öylesine geçer giderler.
Ben her zaman şunu derim; Siyaset kadınlarla kültürleşmeli ve güzelleşmeli. Kadın kendi özgürlüğünü kazanmalı. Siyaset kültüründe kadınların sözleri dinlenmeli. Günümüzde siyasetin içinde yer almış kadınları gördüğümde onlarla gurur duyuyorum. Kendini görgülü erkek sanıp kadınları hor gören zihniyet nankör zihniyettir. Kadınları ezenler bilmez mi ki dokuz ay onun karnında kaldığını… Analar bacılar hanımlar deriz… Belli günde hatırlar geçeriz. Toplumda ezilen ve hor görülmek istenen kadınların çalacağı gerçek dost kapısı olmalı. Kadın her daim başımızın tacımız olmalı. Onlarsız hizmetler asla düşünülmemeli!
Ailenin geleceği olduğu gibi toplumumuzun da geleceği kadının elinde… Onun ilkeli tarzları ile bireyler yetişir ve bir baltaya sap olur. Baba akşamları eve gelip sabahın erken saatinde evden ayrılır. Çocuklar genelde annesiyle birlikte olur. Evin tüm yükü kadınlarımızın omzundadır. Aile bütçesi, çocukların beslenmesi onlarda…
Hatay Büyük Şehir Belediyesi oldu. Farkında mısınız beyannamelerinde kadın kısa bir cümle içinde gizli kaldı. Hani seçim öncesi kadınlarımızla ilgili renkli sözler ve vaatler. Biri bile gündemde yok! Göstermelik belki bazı girişimler var olabilir ama yapılanlarla ilgili kadınlarımızdan tık yok. Genelde kadınlarımızla ilgili şunu yapacağız, bunu yapacağız sözleri, seçim öncesi söylenen sözde öğütler hepsi o kadar.
Günümüzde yüz aileden yirmisi evinde huzursuz. Her şeyin piyangosu yine kadınlara çıkıyor. Giyindin söz, gezdin söz, söz söyledin söz… Yemek tatsız söz, ev dağınık söz, çocuklar yaramazlık yapar söz, süslendin söz, etek kısa söz… Anlayacağınız kadınlar sözlerle vuruluyor.
Kadının her şeyden evvel; “Anne” olduğu asla unutulmamalı! Yarınlarda, özgür, kendine güven gelmiş analarımızla bir olunması tek arzumdur.