İyi Ki Doğdun Dostum!

0
134

Gazeteci Rızkullah Terbiyeli’ye

Değerli Dostlarım, tam 15 yıl önce bir vesile ile tanışmıştık kendisiyle. Günlük Spor Makalesi, Sanat ve Kültür Sayfası üzerinde anlaşmaya vardık. Geriye döndüğümde bu konuşmamızın üzerinden tam 15 yıl geçmiş.

Gazetecilik öyle sıradan bir meslek değildir. Yani zaman geçirmek için yapılan bir uğraşı olmayıp, tarihi, sosyoloji, kimyası ve etiği olan çok önemli bir meslektir. Gazeteci ise; Mesleğini namusu kabul eden, olaylar karşısında bir duruş gösteren, hal ve hareketleriyle, kılık kıyafetiyle onu yüceltmeye çalışan kişidir.

Bu sütunlarda sizlere, şehrimizin en kıdemli matbaacısı, gazetecisi ve aynı zamanda gazetemizin sahibi, dostum olmasının yanı sıra, arada bir çın-çın yaptığımız kadeh arkadaşım Sayın Rızkullah Terbiyeli için büyükçe bir paragraf düşmek istiyorum.

Efendim, gazetemizin üstünde yazı ailemiz bulunur ve altı ise bir matbaa. Fakat tarih gibi bir matbaa… Yazılarımı vermeye gittiğimde Sayın Terbiyeli’yi çoğu zaman el pedalının başında çalışırken görüyorum. Herhangi bir cetvel işini bizzat yapar ve cetvel işinin baskısıyla da uğraşır çoğu zaman, bunu özellikle belirtmeliyim. Ne de olsa eski toprak. Nede olsa, aynı kuşaktanız ve o kuşağın da öncüleriyiz. Ateş hattında da olsak ne gam!

İnsanlar yedikleriyle değil, yaptıklarıyla anılırlar. Bizim kuşak yere sağlam basar. Aslan gibidir, yalnız avlanır! Namerdin yemeğini yemez. “Şimdi yedim geldim” der… Onunla isot tadında ve bir solukta tam 15 yılım geçti. Bu 15 yılda söylediğim gibi hep eli boyalıydı ve tokalaşırken bana bileğini uzatırdı. Elim boya olmasın diye nezaketinden böyle yapardı.

Oysa Sayın Rızkullah Terbiyeli’nin ellerindeki matbaa boyası benim için şehit kanı gibidir, bir madalyondur. Çünkü yıllarca o boyalar sayesinde ekmek yedim, iaşemi temin ettim. Hiç unutur muyum? Hiç o kutsal boyalara yan bakıp görmezden gelebilir miyim? Böyle yaptığımda kendimi inkâr etmiş olurum.

Reklam için ya da cetvel işleri için kaldırım çiğnemez Sayın Terbiyeli. İşi olan gelir, memnun olur ve gider.

Bu mesleğe kumpasla yazı dizerek başlayanlardanız. Matbaacılığın ezasını, cefasını bilenlerdeniz. Sayın Rızkullah Terbiyeli ile ortak yönlerimizden birisi de budur. Bu meslekte her şey değişip modernleşse bile, kumpasla yazı dizdiğimiz günleri unutamadığımızdan değişmemiz mümkün değildir. Hem, neden değişelim ki?

6 Ocak 1942’de dünyaya gelen dostuma sağlıklı uzun ömürler dilerim. Kendisine de, herkese de Cenabı Allah acısı göstermesin. Bundan sonraki yaşamının daha da verimli geçmesi ve son nefesimize kadar dost kalmak, aynı gazetede, İskenderun Gazetesi’nde yazmak dileklerimle en güzel günler senin olsun ‘Dostum’ Sayın Terbiyeli…

Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here