‘İSTE Söyleşileri’nin bugünkü konuğu İskenderun Teknik Üniversitesi (İSTE) Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Mühendislik Temel Bilimleri Bölümü Başkanı Doç. Dr. Tolga Depci oldu.
SöyleşİSTE serisinin dördüncüsünde; İskenderun Teknik Üniversitesi (İSTE) Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Mühendislik Temel Bilimleri Bölümü Başkanı Doç. Dr. Tolga Depci soruları yanıtladı.
-Sayın Hocam, bize kısaca özgeçmişinizden bahseder misiniz?
Lisans öğrenimimi İnönü Üniversitesi’nde tamamladım, ardından 1999-2001 yıllarında 2 yıl araştırma görevlisi olarak aynı üniversitede yüksek lisans yaptım. Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde doktora eğitimimi İleri Malzemeler ve Maden Mühendisliği üstüne yaptım ve 2009 yılında doktora eğitimimi tamamladım. Ardından, Amerika’da Utah Üniversitesi’nde metalürji mühendisliği okudum. 2014-2016 yılları arasında, İnönü Üniversitesi Teknoloji Geliştirme Bölgesi (Teknokent) Genel Müdür ve Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı olarak çalıştım. Yine aynı üniversitede 2014-2017 yılları arasında, Maden Mühendisliği Bölümü’nün Başkan Yardımcılığı görevini yürüttüm. Şu anda, İSTE’deyim, Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi, Mühendislik Temel Bilimleri Bölümü Başkanlığı görevini sürdürmekteyim.
-Teknoloji konuşmadan önce, Size hobilerinizi sorsak… Hobileriniz nelerdir?
Profesyonel yelkenciyim. Dalış yapmayı çok severim, özellikle tüpsüz; yani serbest dalış. Gitar ve piyano çalıyorum.
-En büyük hayaliniz nedir?
Birçok hayalim gerçekleşmiş durumda… En çok istediğim; üniversitede akademisyen olmaktı, insanlara faydalı olmaktı, iyi bir aile kurmaktı ve iyi bir çocuk yetiştirmekti… Şimdilik hayallerimi yaşıyorum. En büyük hayalim, bir gün çok güzel bir icat çıkartmak ve bu buluşumla da insanlığa, insan yaşamına, yaşam kalitesine büyük fayda sağlamaktır.
-En nefret ettiğiniz şey nedir?
Yalan söylenmesi. Babamın çok güzel bir sözü var; “Yalan seni esir eder”. Ben de özgürlüğü çok severim. Bu yüzden doğru insan olmak gerek.
-Dünyada ve ülkemizde öğrencilerin okul hayatları boyunca zorlandığı dersler oluyor. Sizin eğitim hayatınızda zorlandığınız dersler var mıydı, varsa bu dersler nelerdi?
Üniversite hayatım boyunca olmadı, ancak biraz garip gelecek ama ortaokulda resim dersinde zorlanırdım. Cetvel olmadan resim çizemezdim, o zamandan anlamıştım ‘mühendis’ olacağımı!
-Hobi olarak “profesyonel yelkencilik ve serbest dalış yapıyorum” dediniz. Peki, bu hobilerinizi mesleğinizle bağdaştırıyor musunuz?
Hiç bu açıdan düşünmemiştim. Yelken yaparken rüzgârı ayarlarsın. Ne zaman gideceğini ne zaman döneceğini bilirsin. Daldığım zamanlarda; nasıl nefesimi dengelemem gerekiyor, nasıl basıncı dengelemem gerekiyor, ne zaman yukarı çıkacağımı hesaplayabiliyorum. Bunlarda, belki mühendislik bilgisinin bir etkisi olabilir. Mesela “denizkestanesi projem” aslında dalgıçlık merakım sayesinde ortaya çıktı.
-İSTE’de Mühendislik Temel Bilimleri Bölümü Başkanı olarak görev yapıyorsunuz. Diğer bölümlerle ortak yürüttüğünüz çalışmalar var mı?
Elbette var, bunların dışında farklı üniversitelerle yürüttüğümüz çalışmalar da var. Bu üniversiteler; Kyoto Üniversitesi, Japon Atom Enerji Ajansı, Moğolistan Bilim Akademisi Sibirya Departmanı, Rusya Bilimler Akademisi, Güney Kaliforniya Üniversitesi… Alanımızda faaliyet gösteren diğer üniversitelerdeki değerli bilim insanlarıyla ortak çalışmalar yapıyoruz.
-Patent çalışmalarınız var mı?
Türkiye’ye için çok önemli olan 10 kimya projesinden birini yaptık, denizkestanesinden kafatası kemiği ve kemik çimentosu ürettik. Ayrıca, geçtiğimiz aylarda Amerika’da bir patent başvurusunda bulunduk. Bunların dışında, İskenderun Teknik Üniversitesi’nde öğrencilerimizle yaptığımız çalışmaları da hızlandırdık.
-Geçtiğimiz yıllarda Siz ve araştırma ekibiniz bir NATO projesine dâhil oldunuz. Bu kapsamda yürüttüğünüz çalışmalardan bahsedebilir misiniz?
Bu proje, borat bileşiklerinin senteziydi. Şimdi İSTE’deyiz. Araştırma ekibimiz farklı üniversitelerde çalışıyor, ama irtibatımız ve işbirliğimiz halen sürüyor. Daha önemlisi ise, İSTE’deki akademik kadromuz ile de yeni çalışmalar ve araştırmalar başlatmış olmamızdır.
-Farklı üniversitelerde çalıştınız, idari görevler yaptınız ve şimdi buradasınız. Sizi, İSTE’ye çeken şey neydi?
Geçtiğimiz yıl bu aylarda Rektörümüz Prof. Dr. Türkay Dereli ile 1 saatlik bir sohbetimiz oldu. Sonra çıktım dedim ki; “Biz İskenderun’a geliyoruz”. Çünkü Teknoversite’nin anlamı ve vizyonu çok hoşuma gitti. Üniversite-Sanayi İşbirliği ve üniversitedeki bilgi birikimini sanayiye aktarmak, sanayideki işleri üniversiteye entegre etmek, yani bilgi ile sanayiyi harmanlamak… Bu vizyonu geliştiren Rektörümüz Prof. Dr. Türkay Dereli’dir. Dediğim gibi, bu fikirler benim çok hoşuma gitti ve eşime dedim ki: “biz İSTE’de İskenderun’da olmalıyız”
-Bu yıl üçüncüsü düzenlenecek olan Teknoversite Günleri için hazırlıklarınız var mı?
Mayıs ayında 2 tane çok sağlam geliyor, temellerini attığımız, şu anda devam eden projelerimiz var. Mayıs’ta Teknoversite Günleri’nde sergilenebilir diye düşünüyorum.
Biz, İskenderun Teknik Üniversitesi (İSTE) ailesinin bir üyesi olmak için buraya geldik ve biz bir ailenin üyesiysek, bu aileyi en iyi yere getirmek için de elimizden geleni yapmalıyız. Bunun için, gece gündüz çalışıyoruz.