İstanbul Sözleşmesinden ayrılma kararı İskenderun Kadın Platformu tarafından protesto edildi. Konuyla ilgili açıklama yapan Kadın Platformu Yürütme Kurulu Üyesi Filiz Aratemur Yeşildağ, İstanbul Sözleşmesinden vazgeçmeyeceklerini, yazılı hukuktan doğan tüm hakları kullanmaya devam edeceklerini kaydetti.
Türkiye’nin, Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle İstanbul Sözleşmesinden ayrıldığının açıklanmasının ardından, alınan bu karar İskenderun’da da yapılan eylemlerle protesto edildi. Güvercinli Park olarak bilenen yerde toplanan kadınlar İstanbul Sözleşmesinden ayrılma kararına büyük teki gösterdi. Burada yapılan açıklamayı Kadın Platformu Yürütme Kurulu Üyesi Filiz Aratemur Yeşildağ yaptı. Yeşildağ açıklamasında şunları söyledi;
Uluslararası Sözleşmeler Büyük Bedellerle İmza Altına Alınır
“Yeni bir güne yine bir hak ihlali ile başladık. Gece yarısı yapılan yasa değişiklikleri artık rutinimiz hale geldi. İstanbul Sözleşmesinden Cumhurbaşkanı kararnamesi ile imza çekildi.
Uluslararası sözleşmeler, “masa başında” imzacı devletlerin öylesine imzaladıkları sözleşmeler değildir. Tüm uluslararası “hak” sözleşmelerinin ardında, ödenen büyük bedeller, verilen mücadeleler vardır. İstanbul Sözleşmesi yılmadan mücadele eden kadınların emeğidir. Sözleşme, imzacı devletlere birçok yükümlülük getirmiştir. “Genel Yükümlükler” başlığı altında şöyle der; “Taraflar, kültür, örf adet, gelenek, din veya sözde namusun işbu sözleşme kapsamındaki herhangi bir şiddet eylemi için mazeret oluşturmamasını sağlar.”
Yani sözleşme imzacı devletlere, “Toplumsal cinsiyetçi bakış açısını” değiştirme, kadın ve erkek arasındaki her türlü eşitsizliği ortadan kaldırmayı, kadına yönelik şiddet konusunda, etkin önlemler alma görevini yüklemektedir.
Bu Karar, Tanınan Haklardan Vazgeçme Kararıdır
Sözleşme, “Temel haklar, eşitlik ve ayrım gözetmeme” başlığı altında cinsel kimlik, cinsel yönelim, göçmen ve mülteci olma durumu, ulusal azınlık ve daha bir çok alanda, ” Ayrımcılık yapmama” görevini de imzacı devletlere yüklemektedir. T.C devleti, mecliste aldığı bir karar ile imzaladığı bu sözleşmedeki imzasını bir Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile bir gece yarısı geri çekmiştir. Bu karar sözleşmenin kadınlara, çocuklara ve LGBTİ+’lara tanıdığı haklardan vazgeçme kararıdır. Öldürülseniz de, tecavüze, tacize, istismara maruz bırakılsanız da biz failleri, erkek şiddetini koruyacağız” demektir! Bilinsin ki sonuna kadar mücadele edeceğiz, birleşeceğiz ve haklarımızı geri alacağız. Tüm hukuksuz eylemlerinize, faillerin sırtının sıvazlanmasına, kadınların, kız çocuklarının ve LGBTİ+’ların şiddetin hedefi haline getirilmesine karşı direneceğiz.
Tüm Haklarımızı Kullanmaya Devam Edeceğiz
Bu kararı tanımıyoruz, kabul etmiyoruz! Tek bir kadın, tek bir çocuk, tek bir LGBTİ+ bu ülkede tehdit altında kalmayıncaya kadar İstanbul Sözleşmesi’ni ve 6284’ü uygulamak, haklarımızı, hayatımızı korumak ve işinizi yapmak zorundasınız. Gündemi oyalamak için yaptığınız “Güçlü Kadın Güçlü Türkiye” kampanyalarınız bu ülkede feministlerin on yıllardır yürüttüğü mücadeleyi ve o mücadelenin ne kadar haklı, ne kadar meşru olduğu gerçeğini örtemez.
Tüm kadınlar, LGBTİ+lar ve çocuklar biliyor. Bütün ülke ne yaptığınızı görüyor. Bu yüzden başaramayacaksınız. Kadınların öldürülmediği, çocukların istismara uğramadığı, LGBTİ+ların sistematik şiddet ve ayrımcılığa maruz bırakılmadığı bir ülkede yaşamak isteyen her bir bireye sesleniyoruz! Susmayın. Yazılı hukuktan doğan tüm haklarımızı kullanmaya devam edeceğiz.” (Haber: İlyas Edip TERBİYELİ)