İskenderun’da yaşıyorum ama yıllardır denize giremiyorum. Eminim benim gibi bu güzide deniz kentinde yaşayan birçok insan da denize giremiyordur.
Çocukluğumda Sahil Evler’de halk plajı vardı. Şu anda belediye Doğan Gazinosunun bulunduğu yerde de (galiba özel) bir plaj vardı. Hatta Astsubay orduevine bağlı asker ailelerinin kullanabildiği bir plaj daha vardı. Özellikle Sahil Evler’in önü açık halk plajı idi ve orada denize girebiliyorduk. Ne yazık ki bugün İskenderun sahilinde denize girecek bir plajımız yok. Dışarıdan bir misafirimiz gelmiş olsa ancak Arsuz kıyılarında bir yere gidebiliriz. İskenderun belediyesinin yapması gereken en acil işlerden birisi güzel şehrimize en kısa zamanda bir “halk plajı” kazandırmak olmalı.
Yıllardır yapılmayan 5 Temmuz Festivali bu sene yapıldı. Eksiklerine rağmen başlangıç olarak güzel geçti diyebiliriz. Bu tür etkinliklerin yapılmasında halkın birlik ve beraberliği açısından fayda var. Ama ne var ki Suriyeliler nedeni ile halkımızın büyük bölümü bu festivali yeterince izleyemedi! Bu güzel etkinlik için çiçeği burnunda belediye başkanımız Sayın Fatih Tosyalı ve kaymakamımız Sayın İskender Yönden beyefendilere İskenderun halkı olarak teşekkür ederiz. Bundan sonraki festivallerin daha düzenli ve başarılı olacağını ümit ediyoruz.
Şehrimizin en önemli eksiklerinden biri de çocuk parkı ve yeşil alan… Her mahallede sakinlerin ve özellikle yaşlıların oturup dinlenebileceği yeşil alana ihtiyacımız var. Sahilimiz güzel de Modern Evler’den, Sakarya’dan veya herhangi bir mahalleden dinlenmek için sahile kadar gelmek mantıklı bir iş değil. O nedenle her mahallede parka, çocuk parkına oldukça ihtiyaç var. Tabii bunlar bir anda yapılabilecek işler değil. Zamana yayılarak sıra ile ve imkânlar ölçüsünde yapılacak şeyler…
Ben çarşının içi sayılabilecek Çay Mahallesinde oturuyorum. Sahil beş dakika mesafede… Şehrin birçok yerinde olduğu gibi burada da cenazelerde kullanmak için bir taziye evine acil ihtiyacımız var. Aslında en uygun yer de eski mezbahane olan ve bir ara 3M Garden adlı lokanta olarak ta kullanılan bina bu işe en uygun yer. Belediye başkanımız da uygun görürse bu bina birazcık tadilatla mahallemize bir taziye evi olarak tahsis edilebilir. Kışın soğuğundan ve yazın sıcağından oturulamayan çadırlar da artık çok ilkel bir görünüm arz ediyor. Bu hususu da hatırlatmış olmakta fayda var diye düşünüyorum.
Bir diğer önemli gördüğüm husus da mahallelerimizde güvercin beslenmesi… Evimin bitişiğinde komşum güvercin besliyor. Kendisi dışında başkalarının da güvercinini terasındaki çatıda barındırıyor. Akşama kadar birkaç kişi gelip orada güvercin besliyor, uçuruyor ve en önemlisi çevreyi kirletiyor. Evimin terası güvercin pisliğinden geçilmiyor. Bununla ilgili olarak ta yine belediye başkanlığına en kısa zamanda yazılı bir başvuru yapacağım.
Tabii ki yine en önemli denilecek sorunumuz feyezan kanalı. Her ne kadar Devlet Su İşleri’nin sorumluluk alanına giriyorsa da şehri ortadan ikiye ayıran bu kanal burada yaşayan herkesi yakından ilgilendirmektedir. Her şeyden önce burası bir sivrisinek üreme merkezi. Sonra oradan yayılan pis koku şehrimizin güzelliğine gölge düşürüyor. Bu nedenle kalıcı olarak çözüm üretilmesi gereken bir konu…
Diğer bir hususta kaldırımlar… Birçok yerde üzerinde yürürken, yerlerinden çıkan taşların seslerini duyuyorsunuz.
Öyle tahmin ediyorum ki yazmış olduğum hususların çoğu belediye başkanımızın projeleri arasında vardır.
Tabii “İl olma” meselesini de yine hatırlatmakta fayda var..!