İskenderun Sahilleri Ölüyor

0
157

Güneyin incisi İskenderun’un sahilleri “yok” olmak üzere. Hangi sebeple yapılırsa yapılsın, dağlardaki taş ocaklarından indirilmiş kaya parçalarının sahil bandına döşenmesi ile İskenderun halkının sahille teması yok edilmiştir. Eskiden İskenderun’un herhangi bir yerinde denize girmek veya çıplak ayakla sahilin herhangi bir yerinde, denizde yürümek mümkündü. Ama şimdi İskenderun Halkı ile deniz arasına engel koydular. Dağlardan söktükleri tonlarca kaya parçalarını İskenderun sahillerine döşediler…

Duble yolu korumak gibi bir mazeret sunanları bir yana bırakalım, İskenderun merkezinde sahile yığılan kayaların, hangi amaca hizmet ettiğini anlamak mümkün değil. Acaba, İskenderun’u denizin taşmasından mı korumak istiyorlar? Bugüne kadar denizin İskenderun’a böyle bir tahribatı olmadı. Başka da bir sebep olmadığına göre acaba taş ocakları sahipleri “Hükümetin yandaşı” insanlar mı? İnsanın aklına gelmiyor değil.

Bu tahribat, Arsuz’a kadar sürüyor. İskenderun-Arsuz arasındaki duble yolu korumak için yapıldığı söylenen ve karadan denize doğru (T) harfi şeklinde, onlarca mendirek yapılması da işin cabası… Bu duble yol hikayesi artık insanları sıkmaya başladı. Türkiye’nin neresine yapılmışsa, orada sıkıntı yaratmıştır. Çabucak bozulan, yüzeyinde çukurlar, çökmeler meydana gelen yollar tekrar-tekrar yapılmaya başlanmıştır. Mesela İskenderun-Arsuz arasındaki duble yol, ikinci defa yapılmaktadır.

Halbuki duble yol sahilden değil de tepelerin arkasından geçirilip Arsuz’a öyle ulaşsaydı, tek yönlü eski yol kullanıma devam edilseydi, herhalde daha uygun olurdu. En azından Fransızlar zamanından kalan eski yol görevine devam ederdi ve duble yol da denizle temas etmeyeceğinden, kıyılarımız kayalardan korunmuş olurdu. Oysa ki şimdi hem eski yol yok edildi, hem de onun yerine yapılan duble yol devamlı arızalanıyor.

Aynı olay, Karadeniz’de de yaşandı. Karadeniz sahil yolu Sinop’tan Sarp sınır kapısına kadar 604 Km uzunluğunda yapıldı. Amaç, yol güzergâhındaki illeri, ilçeleri kalkındırmak ve Türk ekonomisine katkı sağlamaktı ama evdeki hesap çarşıya uymadı. Çünkü sahil yolu, dağlarla denizin arasına girmiş ve dağlardan gelen sel sularının denize ulaşmasını engellemiştir. Dolayısıyla sel sularının önünde engel olan sahil yolu, birçok yerinden yıkıldı. Bu seller sırasında 13 kişi hayatını kaybetti. Sarp kapısında ise 500 metre uzunluğunda yol olduğu gibi çöktü. Neticede büyük bir proje olarak tanıtılan Karadeniz Sahil Yolu Projesi, problemler yumağı haline geldi. Bu konuda Ulaştırma eski Bakanı Binali Yıldırım; Projenin hatalı olduğunu ama 700 trilyon TL harcandığı için devam etmek zorunda olduklarını itiraf etti. Yanlış da olsa yolun yapımına devam etmişler. Nasıl olsa Türk Milletinden vergiler alınmaya devam ediyor.

Karadeniz Teknik Üniversitesinin Rektörünün bu konudaki görüşlerini TV’den izlemiştim. Rektör diyor ki; “…Karadeniz sahil yolu devamlı yıkılmaya, bozulmaya mahkûmdur. Yüz defa yapsalar gene yıkılır. Çünkü yanlış bir proje uygulanmıştır…”

İskenderun-Arsuz duble yolu da aynı Karadeniz sahil yolu gibi her beş on senede bir yenilenecek ve müteahhitleri zengin etmeye devam edecektir. AKP Hükümetinin bu tür yanlış ve tabiat düşmanı projeleri ısrarla uygulamasının nedenini anlamak mümkün değil. Ulaştırma Bakanının ağzından “Yanlış bir proje ama uygulamak zorundayız” sözünü duyduktan sonra yapacak bir şey kalmıyor.

Türk Milletinin uyanmasını ve vergilerinin nasıl mirasyedi gibi boşa harcandığını  görmesi temennisiyle, “Akıl için yol birdir” diyoruz.

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here