Biliyorum, köşe yazımın başlığı garibinize gitti. Yaşanan hadiseyi açıklayınca neden bu başlığı kullandığımı anlayacaksınız. Önce, İskenderun Devlet Hastanesi (eski ve yeni bina) Hastane Yöneticisi Dr. Veysel Yıldırım’ın, yıllardır canla başla hizmet veren bir yönetici olduğunu belirtmek isterim. 15 Temmuz 2016 hain darbe girişiminin ardından tüm kamu kurumlarında yaşanan ayıklama ve görevden almalar, sağlık hizmetleri ve çalışanların morali açısından zorlu bir süreç yaratsa da, Dr. Veysel Yıldırım, hastane Başhekim Yardımcısı A. Mete Burakçin ve diğer üst yönetimle, bu süreci önemli ölçüde atlattılar. İşte bu kritik süreç ilerlerken, öyle anlaşılıyor ki hastane içindeki bazı birimler biraz boş bırakılmış…
*Bilmez ki Maaşı Vatandaştan Gelir
Bizim bazı insanlarımız gariptir. Kendisine verilen bir masa, telefon ve bilgisayarla, ya da kendisine teslim edilen bir sağlık cihazıyla, birden bire “Dünyayı ben yarattım. Her şey benden sorulur” havasına girer. Bilmez ki maaşı, hizmet verdiği vatandaştan gelir, bilmez ki onların sayesinde evine ekmek götürür. Şimdi gelelim yaşanan hadiseye…
İskenderun Devlet Hastanesi (eski binada) genellikle bayanların geldiği bir Mamografi Birimi vardır. Genel Cerrah kontrolünden sonra, bayanlara ortalama bir hafta sonrasına gün verilir ve bayanlar o gün meme filmi çektirirler. Aynı mahalleden arkadaş ve komşu olan iki bayan, bir hafta önceden kendilerine sabah 09’da gelmeleri söylendiği için 29 Kasım 2016 Salı günü saat 09.00’da ilgili birime gelirler. Sıra numaraları 17 ve 18’dir. Sıra numarasına göre mantıken iki arkadaşın peş peşe film çektirmesi gerekmektedir. Ancak bankodaki görevli bayan, kendince, bir de sıra yerine geçen fişlere düştüğü saat notları yani 09.30, 09.45, 10.00 gibi notlarla hizmeti yürüttüğü için (işleyişin bu yönde olduğu bilgisi de önceden verilmeyince) işler bu noktada karışmaya başlıyor.
*Bekleyeceksin. Bana İşimi Öğretme!
17 ve 18 numaralı fişlere sahip bayanlardan 17 numaralı olanı filmini çektiriyor. 18 sıra numaralı bayanda haliyle sıranın kendisine geldiğini düşünüyor. Ancak kendisinden sonra odaya peş peşe bayanlar giriyor ve filmlerini çektirip çıkıyorlar. Bunun üzerine 52 yaşındaki bayan, kızı yaşındaki Mamografi Teknisyenine “Arkadaşımın sıra numarası 17 benim ki de 18. Neden beni değil de başkalarını alıyorsunuz?” diye sorunca görevli teknisyenin sinirli ve sert sözleriyle karşılaşıyor, teknisyen bayan “Ben numara sırasıyla değil saat sırasıyla alıyorum. Bekleyeceksin. Bana işimi öğretme” türünden sözler sarf ediyor. 52 yaşındaki bayan “Kızım, ben senin annen yaşındayım, biraz saygılı ol, benimle böyle konuşamasın. Seni şikâyet ederim” diyor. Bayan teknisyen “Git istediğin yere şikâyet et. Ben işimi yapıyorum, işimi ve saygıyı senden öğrenecek” değilim şeklinde konuşuyor.
*”Seni Yine En Sona Bıraktım” Mesajı
Şikâyetçi bayan hastane üst yönetimine şikâyetini sözlü olarak bildiriyor. Teknisyen bayan telefonda kendini savunuyor. Yeniden film çektirmeye gelen bayanı, aldığı sözlü uyarıya rağmen, yüzüne alay edercesine gülerek yine bekletiyor ve savaş kazanmış komutan edasıyla film çektirmeye gelen bayanı sona doğru film çekimine alıyor ve bir nevi “Şikâyet ettin de ne oldu? Ben seni yine en sona bıraktım” mesajını veriyor…
İskenderun Devlet Hastanesi’nde, hastane üst yönetimden sözlü uyarı aldığı halde hala bildiğini okuyan bir görevli varsa, ben bu yüzden, söz konusu görevlinin ya da görevlilerin hizmet verdiği birime “Mamografi Cumhuriyeti” derim!…
*Sağlık Bakanı Recep Akdağ
52 yaşındaki bayan, Hasta Hakları Birimi’nden, İskenderun Hasta Hakları Kurulu’ndan haberdardır. İskenderun Kaymakamlığı’na, Hatay Valiliği’ne, Sağlık Bakanlığı Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü’ne, bakanlık Denetim Hizmetleri Başkanlığı’na, Sağlık Bakanı Recep Akdağ’a, Başbakan Binali Yıldırım’ın Özel Kalem Müdürlüğü’ne hızla ulaşabilme becerisine sahiptir. Ancak bunlara gerek duymamıştır. Kimsenin ekmeğiyle oynamak gibi bir niyeti yoktur. İskenderun Hasta Hakları Kurulu’nun sonuçlandırdığı ve genelde çalışan sağlık personelini koruyan kararlarından haberdardır.
Daha önemlisi 52 yaşındaki bayanın, doktor, cerrah, hemşire, anestezi teknisyeni, sağlık memuru, eczacı, diş hekimi gibi sağlık içinden gelen dostları, arkadaşları ve yakınları vardır. Onların dertlerini, sorunlarını bilir. Bazı hastaların, hasta yakınlarının, sütten çıkmış ak kaşık olmadıklarını, bazen hastaların ve onların yakınlarının hastane çalışanlarına haksızlık yaptığını gözlemleyen ve bazı hadiselere şahit olan biridir.
*’Acaba Meme Kanseri mi Oldum?’ Psikolojisi Varken
Hastane üst yönetiminin, işaret ettiğim teknisyen ve benzer birimlerde görev yapan personelini, ikazdan ziyade, tekrar-tekrar eğitmesi gerekir. Mamografi birimine kontrol amacıyla gelen bayanlar ya da hastalar zaten buraya büyük bir endişe ve korkuyla gelmektedir. ‘Acaba meme kanseri mi oldum?’ psikolojisi, görevlilerin buraya gelenlere, sevgi ve saygıyla yaklaşmaları için önemli bir nedendir. Hastane yönetimin görevlendireceği Uzman bir psikolog, eğitime önce Mamografi Servisi çalışanlarıyla başlamalıdır…
*İşleyiş, Ara-Ara Yerinde Denetlemelidir
Yine yönetimin, Mamografi Servisi sıra numarası ya da saatli randevu karmaşasına el atması, ara-ara işleyişi yerinde denetlenmesi gerekmektedir. İşleyişin sadece oradaki görevlilerin inisiyatifine bırakılması sakıncalıdır. Konuyla ilgili olarak, hastaların sıradan ziyade saatle içeri alındıkları yönünde bilgilendirilmeleri faydalı olacaktır. Yaşanan nahoş hadiseyi yatıştırmaya çalışan, türbanlı üçüncü bayan görevliye de, hastane yönetimi, büyüklere saygı anlamında teşekkür ederse, yerinde bir davranış olacaktır.
Elbet, görevli bayan teknisyenimiz yine görevine devam etsin. Görevini Mamografi Cumhuriyeti’nde değil İskenderun Devlet Hastanesi, Mamografi Birimi’nde, sevgi, saygı, sükûnet ve ciddiyetle yürütsün. OHAL’de ve normalde, bu hal olmaz! Film çektirmeye gelen annen yaşındaki iki çocuk annesine, böylesi bir davranış kabul edilemez. Bir kere bir yanlış oldu. Biliyorum, bir daha olmaz ve olmayacak!…