6 Şubat depreminden sonra İskenderun’da depremin yaralarının sarılması kapsamında çok fazla bir şey yapıldığı söylenemez. Tabii bu ifadelerim henüz birkaç ay önce göre göreve gelmiş olan Belediye başkanını suçlama amacı taşımıyor. Çiçeği burnunda Belediye Başkanı Sayın Mehmet Dönmez, göreve geldiği ilk günden itibaren kendi görev alanı içinde olmadığı halde Mete Aslan Bulvarında ve kentin ana arterlerinde çok güzel çalışmalar yaptı. İskenderun halkı olarak teşekkür ediyoruz.
Ayrıca Ulaştırma ve Alt yapı Bakanlığının 80 cm çökme yaşanan sahilimizde, deniz dibindeki tahkimatın tamamlandığı, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından 331 bin 842 metrekare alanda “İskenderun Sahil Projesi”nin hayata geçirileceği, sahilde etkinlik alanları, kafeterya ve restoranlar, yürüyüş yolları plaj, tenis kulübü, çocuk oyun alanlarının yer alacağı açıklandı. Temennimiz özellikle sahildeki çökme konusunun bilimsel bir etüdünün yapılmış olması ve bir daha aynı sıkıntıların yaşanmaması için gerekli tedbirlerin alınmasıdır.
Bir zamanlar “Akdeniz’in İncisi” sayılan İskenderun’umuz maalesef daha önceki Akdeniz sahilindeki birçok kentin oldukça gerisinde kalmıştır. İskenderun her şeyden önce bir sahil şehri olması sebebiyle turizme yönelik çok şey yapılabilirdi. Yıllar önce Çay Mahallesi sınırları içinde bulunan Sahil “Bahçeli Evler” vardı. 2 şer katlı binalardan oluşmuştu ve tüm konutlar adı gibi bahçeli idi. Çocukluğumuzda bu evlerin arasından geçer denize girerdik. Çok güzel görünümleri vardı. Daha sonra bu Bahçeli Evler maalesef yok edilerek, yerlerine 14-15 katlı beton yığınları inşa edildi. Dolayısı ile zamanın belediyeleri bu nedenle suçludur.
6 Şubat depreminde yıkılan o binalarda yüzlerce insan can verdi. Ne var ki; bu yıkılan binalar için hiç kimse hakkında herhangi bir soruşturma açıldığını ben şahsen duymadım. Oysa sahile yapılan binaların iki katı geçmemesi hem deprem riski açısından hem şehrin güzelliği ve aşırı nemli beldemizin hava sirkülasyonu nedeniyle çok-çok önemli idi. Bundan sonra yapılacak olan binaların da “Birinci Derecede Deprem Bölgesi” koşullarına riayet edilerek, çok katlı olmaması turizm açısından da bir o kadar önemlidir.
6 Şubat depreminin üzerinden 2 yıla yakın bir zaman geçti. Maalesef çeşitli nedenlerle yıkım işleri hala bitirilemedi. Camlarımız, temizlendiğinin ertesi günü yanı başımızda veya az ötemizde yapılan yıkımlar nedeniyle yine toz toprak içerisinde kalıyor. Bir de daha önce yazmış olduğum bir köşe yazımda belirtmiş olduğum gibi binamızın bitişiğinde yıkılmış olan başka bir binanın kaba molozlarının oldukça çirkin bir görünüm arz etmesi dışında, arsası çöplük haline geliyor. Her yanını ot bürüyor.
Benim evim Çay Mahallesinde tam cami karşısında. Bitişik binanın yıkıntılarını belediye başkanının gelip görmesini isterim. Kendi evinin veya işyerinin bitişiğinde böyle bir çirkinlikten ve pislikten rahatsız olmaz mı acaba? Şehrin her mahallesini, mahallenin her sokağını kendi mekânı olarak görmeli ve gerekeni yapmalıdır başkan.
Bu arada aklıma gelmişken; bir zamanlar mezbahane olarak, daha sonra 3M Garden adıyla lokanta olarak işletilen, şimdilerde boş binanın, İskenderun’un en eski ve tarihi mahallesi olan Çay Mahallesine bir taziye evi olarak tanzim edilmesi, mahalle sakinlerimizin büyük bir ihtiyacını giderecektir. Bunu da doğma büyüme Çay Mahalleli ve yaşı 80’e merdiven dayamış biri olarak hassaten rica ediyorum. Başkanımızı seviyoruz ve bizleri mutlu edeceğine inanıyoruz.