İsdemir, Çelik-İş İle Neden Yol Ayırımında?

0
128

İsdemir’in kuruluşuyla birlikte tanıdığımız Çelik-İş Sendikası, son grevden bu yana müthiş şekilde kan kaybediyor. Neden ve niçin bu durumlara kadar gelindi? Bu konuda; Suçlu veya suçlular kim?

Çelik işçisinin güven duyduğu sendika bugün telaş içerisinde! Gün ve gün istifalar çoğaldıkça çoğalıyor. Çelik-İş sendikasına üye olan yılların çalışanlarında akıl almaz şekilde panikler var. Bir an evvel kurtulmak istiyor Çelik-İş’ten… Kendine göre ayrı bir sendikanın güveninde olmak istiyor.

Yıllar boyu Çelik-İş yöneticilerini tanırım. Çelik-İş sendikasının ilk kurulma aşamasından bu yana geçen zamanda, ne oldu da Çelik-İş bugün bu durumlara düştü? İlk sarı sendika mevsiminde oysa ne mücadeleler verilmişti… Çelik-İş gibi bir sendika zor geldi ama kolay gideceğe benziyor. O ilk günleri anlatılmakla yazmakla bitmez. Roman ve destan olur desem yeridir.

Güven ve itimat dolu geçen günler bir birini kovaladı… Büyüdü hem de etrafını sarsarak büyüdü Çelik-İş… O ilk grevini unutmak mümkün mü? Nasıl unutulur. Tüm İskenderun Çelik-İş’çisine kucak açmıştı. Sendika yöneticileri her an her saniye destekleniyor, çelik işçisi ile halk lokmasını paylaşıyordu.

Son grev ise tam manasıyla bir acayip geldi bana… İskenderun kamuoyunun kılı kıpırdamadı. Sendikacı çaldı sendikacı oynadı. Asgari ücret sekiz yüz olduğu bir dönemde, çelik işçisinin aldığı ücret öne sürüldü… Bağırıldı çağrıldı işçiyi zoraki sakala teşvik ettiler. Grev kararı alındı. Usulüne göre ücret artırımı mütevazılığı aştı. Bir türlü asgari müşterekte işverenle yakınlaşma sağlanamadı. İşverenin dediği her konu ters çevrildi. Davullar çalındı işi birde siyasi boyuta taşıttılar.

MHP belediye başkanlarından destek çağrılarıyla olayın gidişatı bir anda değişti. Sol eğilimli olan bir sendika bir anda sağ kanattan icazet ister oldu. Koskoca bir müessesenin Genel Müdürü Recep Özhan’ın kellesi istendi. Olacak şey mi bu? “İstemezük istemezük” diye bağırışların ardı arkası bir türlü kesilmedi. Bunca kin ve nefretin arkasında oluşanları işçi anlayamadı. Anlaşılamadı…

Kamuoyu hiçe alınıp işçinin dediği yapılacak dendi de başka bir şey denmedi. Çelik işçisi içten içe rahatsızlandı. Kendilerine güven duyduğu sendikadan bir çırpıda soğutuldu. Kesinlikle dediğimiz yapılacak dendi yine yapılmadı. Ben Türk Metal Sendikasının adını işte o günlerde duyar oldum. Ereğli çelik işçisiyle sözleşmeler imzalayan Türk Metal Sendikası, işçiye “korkmayın, biz buradayız” dedi.

İsdemir çelik işçisinde bir anda “biz nerdeyiz, ne olduk” sedalarıyla karşı sendikaya sempatiler oluşmaya başladı. Davetli olarak gittiğim; Büyük Anadolu Termal Otelde bizzat gelişen olayları gördüm ve duydum. Yaklaşık üç yüz elli İsdemir işçisi üç gün Çelik-İş sendikasına soğuk duruş sergiledi.

Onlar anlattı ben dinledim. İsdemir’den gelen telefonların ardı arkası da kesilmiyordu. O an çelik işçisinin söyledikleri sözler bende şaşkınlık yarattı. “Tehdit ediliyoruz” dediler. “İşten sizi atarız” diye korku imparatorluğu yaratılıyor dediler. Ekmek parasını kaybetmek istemeyenlerin telaşlarını anlamamak elde değil. Yine de Türk Metal Sendikasına ne pahasına olursa olsun kaymalar oluşuyordu. Türk Metal Sendikası artık bölgede görünen bir gerçek olmuştu. Çelik-İş Sendikasından kaçışları yaşadım. Kaçarlarken korkusuzlardı… Az zamanda Türk Metal Sendikasını tanımam bile işçilerin olumlu artıları şeklinde…

Adamlar iş yapmışlar. Tesisler yapıp üyelerinin geleceğini düşünmüşler. Ama öyle ama böyle hızlı bir trend içindeler… İşçinin yanında olduklarını her an canlı şekilde İsdemir işçisine ispatladılar.

Burada suçlu aramaya hiç gerek yok. Zamanla eski gider yeni gelir. Aynı şeyler hükümetler arasında da yaşanmıyor mu? Demokrat gitti ANAP geldi. ANAP gitti Ak Parti geldi. İşte öyle bir şey bu..

İnsanlar sıkıldığında yeni oluşumları çağıracak ve onlarla birlikte olacak. Son seçim Ak Partiyi de sarstı. Bundan sonra ne olacak bekliyoruz. Kimsenin darılmasına gücenmesine gerek var mı bilmiyorum. İşçilerle bire bir görüşmeler yapıp saflarını genişletmek için çaba gösteren Türk Metal Sendikası işte orada… Bağırmıyor tehdit etmiyorlar. Mevlana tezini başarıyla kulanım içindeler. Ne olursan ol yine gel diyorlar. Çelik-İş; “Biz nerede hata yaptık?” diye çok düşünmeli hem de çok çook düşünmeli…

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here