İnanmakta Temel Felsefe

0
85

Sanat Yazısı

Değerli okurlarım, inanmak, inanç, iman kavramları birbirini tamamlayan ve aynı zamanda aynı anlama gelen kavramlardır. Neden İnanırız? İnanmak çok önemli bir hadise olmakla beraber, kendisinden güçlü bir varlığa inanarak ve de tasavvur ederek ulaşır.

Hepimizin bildiği gibi, herkesin bir düşünce tarzı vardır ya… Bana göre; inanmak ve inanç, evren ve dünyanın varlığına bir anlam verme gayreti dışında, önemli ve olması gereken bir ihtiyaçtır. Hem inanmak ve hem de istismar etmek olmaz. İnançsız olunmaz, inançsız yaşanmaz. Mutlaka ulaşılmayan kutsal bir varlığa inanmamız gerekiyor. Bazı inançsızları saymayacak olursak, bu kaçınılmaz.

Var oluşumuzu düşünürken; insanlar ölümlü ve geçici bir dünyada kendi varlığına bir anlam vermek istiyor, kendisini özel ve farklı görmek istiyor. Hangi koşulda olursa olsun şunu aklımızdan çıkarmayacağız. Allah her bir insanı özenerek ve bizzat kendisini onda görmek amacıyla yaratıyor. O’na inancımız sonsuz. Efendim.

Burada temel felsefe bu! İnanç izahatlar getirerek dünyayı açıkladığı gibi, dünyada insana görev vererek de ölümlü dünyayı anlamlı ve cazip kılıyor. Herkesin inancı vardır ya, bazıları hem inanıyorum der, dini imanı kimseye bırakmaz, sonrada türlü namussuzluğu yapar. Onlar konumuz dışında.

İnancın önemli faydalarından biri de, insanın sonsuz yalnızlığına, ebedi korkularına ilaç olmasıdır. İnsan öyle ya da böyle zayıf bir varlıktır, üstesinden gelemeyeceği konularda bir aşkın güce sığınak ihtiyacındadır. İçimizde en umursamaz, en dini zayıf kişiler bile zor durumlarında Yaradan’a sığınırlar. İsterlerse sığınmasınlar. Ancak, inanç, inanmak bir tercih meselesidir. İsteyen inanır, istemeyen inanmaz. İnanç bazı ön kabulleri de gerektirir.

Her şeyi yaratan Allah’tır der ama Yaradan’ı kim yarattı diye sorar, sorabilir. Bu yanlışı yapar ve de farkında bile olmaz. Bunun cevabı çok kolaydır. İnanmak eninde sonunda teslimiyettir. Bazılarını rahat ettirir, huzur, sağlık, mutluluk getirir, kimine de mantıksız gelir.

Yaradan, kendisinden önce ve sonra başka hiçbir yaratanın olmadığı, olamayacağı tek varlıktır. O ebediyen vardır ve varlığı sonsuzdur. İman sahibi olarak etik değerlerde yaşayan kişi ise, ister istemez sosyal dünyaya bir düzen getiriyor ama getirdiği bu düzen de Yaradan’ın hoşuna gitmeli. Aksi halde “Akıbet Hayrola!”

Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA

Gönül Köşemden

Rakı Masası Dostluğu

Değerli okurlarım, rakıyı ve dostlar meclisini anlatabilmek öylesine ve de düşünüldüğü gibi kolay bir hadise değildir. Ona Aslan sütü de diyenler çoğunlukta. Ben aslan sütünü görmedim ve o nedenle aksini söyleyemem. Uzun yıllardan beri rakıya “BULUT RENKLİ LEZZET” diyorum. Beni yakından tanıyanlar, okurlarımın bir bölümü bu ifadeyi kanıksadı.

Efendim, üzümden, incirden ve anasondan mamuldür ve cam şişeler içinde vitrinleri süsler. Gerçekten de cam şişenin içinde hareketsiz duran o bulut renkli lezzet ne kadar saf, ne kadar mülayim olsa da, çok asil bir görünüme sahiptir.

Rakı içmek için sayısız neden vardır ve bu birden bire oluşur. Yeter ki kafana göre bir destan olsun. O dostu bulduğunda, arada bir sessizlik olsa bile sorun yok, yanlış anlaşılma olmaz. Birlikte maziyi canlandırmak, susabilmek ve konuşabilmek… İşte, masanda öyle biri varsa, o kişi senin iyi dostundur. Seni anlayan, dinleyen ve “Ben tamamı” dediğinde sana saygı duyan senin iyi dostundur. Aman canım bir duble daha içsen n’olur deniliyorsa, o dostluk tartışılır.

Ancak, bunu genel olarak söylüyorum. Çünkü sevgiden ve muhabbetten de ısrar edilir, bunu da samimi olarak belirtmek isterim. Yine de her şeye rağmen kişi kararını bilmeli, dostlar meclisinde sohbeti dinlenmeli. Bulut renkli lezzetin tadını kaçıranlarla ilgili çok şeyler duydum.

Uzun yıllar önce de olsa birisi şunları söyledi: “…Adamı seviyorum yav, geldi bizim masamıza oturdu. Onu hiçbir şekilde davet etmedik. Ben ne yaptım biliyormusunuz? Bir sulu, bir susuz, onu zurna gibi yapıp gönderdim…” İfade aynen böyle ve yazarken bile üzülüyorum.

Yine bir başkası aynen şu ifadeleri kullandı: “…Benim için içki içemez demiş. Fener Caddesi’nden İtfaiye’ye kadar olan mesafede bir büyük tükettim, sünger gibi çektim. Sonrada gittim o adamın evinin camını kırdım…”

Bu şekilde birinci ağızdan duyduğum çok saçmalıklar var ama makalemin kalitesini düşünmek istemiyorum. Yine de bu türden dengesiz yaklaşımlardan ders alınması da tabiidir. Bu makalemi yazmaya başladığımda bahar mevsiminin güzelliklerini temaşa ediyordum. Bildiğiniz gibi, tabiat ana hamileydi ve aheste-aheste sorumluluğundan kurtuldu. Yöremiz yeşillik ve oksijen fışkırıyor. Özellikle hafta sonları kimse evinde durmuyor ve mutlaka bir mesire yerinde eğleniyor ve de deşarj oluyor. Bu şansı ve cömertliği Yüce Yaradan sadece bizim bölgemize lütfetmiş, kendisine humdu senalar olsun.

Bu makaleyi bu mevsim yani baharda okuyamayacaksınız. Sanat sayfamız belli ve önemli günlerin içeriğiyle dopdolu. O nedenle ya bir değişiklik yapacağız ya da yaz aylarının bunaltıcı günlerine bırakacağız. Sonuçta, ben bulut renkli lezzetin insan ruhu üzerindeki tedavi edici etkisine, inanın doktorlardan daha fazla olduğuna inanıyorum. Biraz daha açıklamamız gerekirse, cebimizde paramız varsa muhtemelen her şeye sahip olabiliyoruz. Ama her hangi bir yerde dem çekerken senin derdini dert edecek ve seni varlığıyla mutlu edecek bir dost bulmak o kadar zor ki bunu anlatmakta oldukça zor. Bazen yıllar, bazen de tesadüfler insanın karşısına iyi bir kişi iyi bir dost çıkarabiliyor. Ona da şükretmek lazım…

Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA

Günün Nabzı

Kahvaltı Yapalım mı?

Kahvaltıyı bazı yörelerde hafife alırlar. Aman canım yapsa ne olur, yapmasak ne olur derler. Buna göre yanlış bir düşünce. Sezon yaz olduğu için, diyelim ki tatildesiniz. Kahvaltı yapmakla yaz tatilinin en keyifli anlarını yaşıyorsunuz demektir. Gün boyu zinde kalmak ve neşeli olmak için mutlaka kahvaltı edin. Vücuda zindelik, yüksek performans kahvaltıda mevcuttur.

Kahvaltıda yiyecekler bellidir. Çikolata fındık ve fındık ezmeleri, Kek, Kurabiye, Poğaça gibi yiyeceklerden uzak durulması gerekmektedir. Eşimin kahvaltıda yaptığı et ya da ciğer kavurmasından oldukça uzak durun. Fakat ben uzak duramıyorum. Siz bana bakmayın.

Gün boyu zinde kalabilmek, enerjik olabilmek ve de yorulmamak için kahvaltıda vazgeçmemek lazımdır. Kahvaltı saatleri ve yapılan kahvaltı güne iyi başlamamızın birinci kuralıdır. Bu kadar güzel taraflarını bildikten sonra kahvaltı yapmamak mümkün mü? İsterseniz deneyin…

Günün Sözü

Şair Olanların Hepsi Yaralıdır!

Öcal’dan İnciler

Güzel Sözlülerin Hepsi Şair Değildir.

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here