“İktidarın Kendisine Yakın Olanlara ve Muhalif Olanlara Farklı Hukuk Sistemleri Uygulaması Ayrımcılıktır”

0
70

hilmi yarayıcı4CHP Hatay Milletvekili Hilmi Yarayıcı; “İktidarın Kendisine Yakın Olanlara ve Muhalif Olanlara Farklı Hukuk Sistemleri Uygulaması Ayrımcılıktır”

TBMM Genel Kurulunda görüşülmekte olan İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Kanun Tasarısının 4. Maddesinde söz alan CHP Hatay Milletvekili Hilmi Yarayıcı konuşmasına 30 Mart 1972’de Kızıldere’de öldürülen Mahir Çayan ve 9 yoldaşını anarak başladı.

  1. Maddenin Temel Sorunu Ayrımcılığın Net Olarak Tanımlanmamasıdır

Konuşmasında Türkiye’de ki farklı mezhep, inanç, etnik ve toplumsal gruplara uygulanan ayrımcılıklara dikkati çeken Yarayıcı konuşmasını şu şekilde sürdürdü;

“Bugün Türkiye’de inanç temelinde 13 milyona yakın Alevi’nin yanı sıra Hristiyan, Yahudi, Ermeni, Süryani gibi farklı inanç gruplarına mensup yüz binlerce yurttaşımız bulunmaktadır. Bunun yanında 15 milyona yakın Kürt vatandaşımız bulunmaktadır. Her grup, hakim ideolojinin şu veya bu şekilde sistemli ayrımcı uygulamalarına maruz kalmaktadır. Böylesine büyük grupların maruz kaldığı sistematik ayrımcılığa, ayrımcılığın tanımlanmadığı ilgili madde özelinde dikkat çekmek istiyorum.

Alevi toplumu yüzyıllardır bu coğrafyada büyük acılar yaşadı. İsmini yeni boğaz köprüsüne verdiğiniz Yavuz Sultan’dan bu yana Maraş’la, Sivas’la, Çorum’la büyük katliamlara uğradı. Katliamlara uğramadıklarında da kamuda, özel sektörde, okulda, hastanede, yaşamın her alanında ciddi ayrımcılığa maruz kaldı. Özellikle de iktidarınız döneminde bu ayrımcılık doruk noktasına ulaşmıştır. İyi niyetten yoksun Alevi çalıştaylarınıza, sorunları çözme yönünde tüm süslü laflarınıza rağmen Alevi vatandaşlarımız bugüne kadar hiç olmadığı kadar ötekileştirilmektedir. Bugün kamuda bırakın genel müdürlük seviyesini, daire başkanlığı seviyesine ulaşmış bir Alevi’yi bulmak neredeyse imkansız bir hale gelmiştir. Alevi olarak fişlenen işadamları devletten ihale alamazken KPSS yazılı sınavlarında başarılı olan yüz binlerce genç, iktidarınızın güdümünde ve kontrolünde yapılan sözlü sınavlarda ayrımcılığa maruz bırakılarak işe alınmamaktadır.

Her yıl hasat dönemlerinde mevsimlik işçi olarak çalışmak için batıya göç eden Kürt yurttaşlarımızın bulundukları yerlerde dışlanarak yer yer fiziki müdahalelere maruz kalmaları ayrımcılıktır. Dönemin başbakanı şimdinin Cumhurbaşkanının “Affedersiniz Ermeni” söylemi ile Ermeni olmayı bir aşağılanma öğesi olarak görmesi, ayrımcılık ve nefret söylemini devlet politikası haline getirdiğini göstermiştir. Hrant Dink davasının dönemin bürokratlarının korunmak istenmesiyle arka planının hala açıklığa kavuşturulmaması ayrımcılık politikasının bir ürünüdür.

Kadınlar, çocuklar, ateistler, LGBT’liler hakim yapının dışında kalan toplumsal gruplar sürekli olarak sistemli ayrımcı uygulamalara maruz kalmaktadır. IŞİD yöneticileri serbest bırakılırken, “oluk oluk kan akıtmak”tan “akademisyenlerin kanlarında duş alma” fantezileri kuran mafya bozuntuları devlet korumasında serbestçe gezerken,  barış isteyen akademisyenlerin, haber yapan gazetecilerin hukuka aykırı bir şekilde tutuklanmaları iktidarın kendisine yakın olanlara ve kendisine muhalif olanlara farklı hukuk sistemleri uygulaması ayrımcılıktır. Ayrımcılık türleri başlıklı 4. Madde  hükmüne;  “dışlama”, “yoksun bırakma” ve “üstün tutma” halleri de ayırımcılık türleri olarak mutlaka eklenmelidir.”

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here