“Hey Kaptan! Bizim Kaptan!”

0
999

İdealist öğretmenim Mehmet Ergen Baytekin’e sevgilerimle..

Başlıktaki sözler, Robin Williams’ın, “aydınlanmacı” bir öğretmeni canlandırdığı “Ölü Ozanlar Derneği” adlı sinema filminden.. Bu yazıdaki alıntılar ise filmin, (“Söz uçar yazı kalır” atasözünün içerdiği yargı doğrultusunda) kitaplaştırılmış halinden..

Aydınlanma nedir? Kant, “İnsanın kendi suçuyla düşmüş olduğu bir ergin olmayış durumundan kurtulup, aklını kendisinin kullanmaya başlamasıdır” şeklinde tanımlar aydınlanmayı.. “Ona göre, insan bu duruma aklın kendisi yüzünden değil, onu kullanamaması yüzünden düşmüştür; çünkü insan şimdiye kadar aklını kendi başına kullanamamış, hep başkalarının kılavuzluğunu aramıştır.” (Prof. Macit Gökberk, Felsefe Tarihi, s.289)

Todd Anderson ve arkadaşlarının Welton Akademisi’ndeki yaşamları, aydınlanmacı yeni dil öğretmenleri ile tanıştıktan sonra, sıra ötesi, çizgi üstü biçimde değişir.. “Bay Keating, dramatik bir şekilde masanın üzerine çıktı. ‘Hey Kaptan! Bizim Kaptan!’ diye bağırdı. Sonra sınıfa döndü ve sordu; ‘Bunun kimin dizeleri olduğunu bilen var mı?’ Kimse parmak kaldırmıyordu. ‘Bu dizeler’ dedi, ‘Walt Whitman tarafından Abraham Lincoln için yazılmış. Bu sınıfta bana, Bay Keating ya da “Hey kaptan! Bizim Kaptan’ diye seslenebilirsiniz.” (Ölü Ozanlar Derneği, s.23, N. Kleinbaum, Çev. S. Alioğlu, Real Y. İst. 1992)

Dil öğretmeni, Todd Anderson ve arkadaşlarını olağan üstü ve farklı bir hayatın sularında demirli ozanlar gemisine, “Hey Kaptan! Bizim Kaptan..” dizeleriyle davet eder.. Kaptan’ın gemisinde ölü ozanların yaşayan dizeleriyle tanışınca tayfalar, dil kafeslerindeki papağanlardan da kurtulurlar.. Öğrenciler yalnız dilin güzelliğini öğrenmekle kalmayıp okyanus ötesi yolculuğun şiir adalarında, yaşamın anlamını da keşfederler..

Öğretmen dünü yarına bağlarken bugünü yinelemeden yenileyerek yaşatır öğrencilerine.. “Kopar goncaları henüz vakit varken bugün / Anlamazsın zaman nasıl kanatlanır, uçar gider / O gonca sana gülücükler saçarken bugün / Gelince yarın, sararır solar, boynunu büker..”  “Bay Keating ‘Kopar goncaları henüz vakit varken bugün’ dizesini yineledi. ‘Bu duygu” dedi, ‘Latincede Carpe Diem ile ifade edilir.. Carpe Diem; Bugünü Yaşa demektir.. Yaşamınızın olağan üstü olmasını sağlayın!” (s. 24, 25)

Ve fakat olağan üstü yaşamak şöyle dursun; sıradan yaşamında, “boş ver dünü yarını, yaşa gününü!” türünden, geçmişten kopuk, gelecekten habersiz anlık tüketim kültürüyle özdeşleştirenler de yok değil bu kavramı.. Ne dünlerde kalmak, ne yarınlara kapanmak, ne de “an”a kalıplanmaktır oysa “Carpe Diem!.” Dünü yarına bağlayan bugünün damarlarında, ‘an’ın kalp atışlarını duyumsamaktır.. Yarın da bugün dün olmadan, yaşanılan günün farkında olmak, yaşadığımız ‘an’ın bilincine varmaktır diğer ifadeyle.. Bu bilinçle demir almaktır bugün, dünün limanlarından.. Ve demir atabilmektir yarının limanlarına..

Dil Öğretmeni Bay Keating’in gemisinin adı, aynı okulda öğrenciyken kurmuş olduğu  “Ölü Ozanlar Derneği”dir bu anlamda.. Ki Kaptan’ın yeni tayfaları, olağan üstü ve farklı bir hayatın sularında demirli olan bu gemiyi, yani “Ölü Ozanlar Derneği’ni” yeniden faaliyete geçirirler.. Todd ve arkadaşları bu dernekte ailelerinin baskı ve beklentilerinden uzakta ideallerini gerçekleştirmeye yönelik ilgi, merak, heves ve heyecanlarını keşfederek yaşarlar özgürlüklerini.. Elden ele gezdirdikleri kitaptan okurlar  ölü ozanların yaşayan şiirlerini.. Okur mesela öğrencilerden Meeks,  W. E. Henley’den,Beni saran gecenin derinliklerinden, / Bir uçtan diğerine uzanan, zifiri karanlıktan, / Şükranlarımı sunuyorum Tanrı’ya, / Bu ruhum için, asla ele geçirilmeyen” dizelerini.. (s.49) Okur mesela Neil, Tennyson’un ‘Ulyses’inden” dizeleri.. “Gelin dostlarım / Henüz vakit çok geç değil / Yeni bir dünya arayalım / Bunun için günbatımına dek uzanalım / Gücümüz yetmese de / Yeri göğü sarsmaya / Yine de sahibiz gerekli cesaret ve isteğe / Zaman ve kader bizi zayıflatsa da / İrademiz yeterlidir / Çabalamaya, aramaya, bulmaya / Ve asla pes etmemeye.” (s.50)

Babası şiddetle karşı çıksa da ideali tiyatroydu Neil’in.. Müthiş heves ve heyecanla yer aldığı “Bir Yaz Gecesi Rüyası” adlı oyunda” muazzam bir yetenekte oynadı rolünü.. Ve fakat babası, kendi beklentisiyle ters düşen oğlunu ceza olarak aldı okuldan..

Sonra? Sonrası trajedi.. Neil, o gece intihar etti.. Dil öğretmeni olaydan sorumlu tutuldu ve görevinden alındı.. “Bay Keating, şiir kitaplarını topladı.. Sınıftan çıkmak üzere kapıya yönelmişti ki, Todd sırasının üzerine çıktı ve “Hey Kaptan, Bizim Kaptan!”diye bağırdı.. Devamında diğer öğrenciler de çıktılar sıraların üstüne.. “Hey Kaptan, Bizim Kaptan”  sözleriyle selamladılar sıra ötesi, çizgi üstü öğretmenlerini.” (s.141)

Ah, ne diyordu Todd, “Ölü Ozanlar Derneği” adlı kitapta yer alan, (s.125) kendi yazdığı şiirinde? “Bir yarın düşleriz hep, bir türlü bugüne kavuşmayan. / Yeni bir gün düşleriz,  yeni bir gün başlamamışken bile. / Çağrıları duyarız, ama gerçekten önemsemeyiz asla. / Gelecek için umutlanırız / ama gelecek bir plandan ibarettir yalnızca. / Bilgeliği düşleriz / ama her gün uzaklaşırız yanından / Bir kurtarıcı gelmesi için yalvarırız / ama bizim elimizdedir kurtulmak. / Ve biz hala uyuyoruz!”

Selam ve saygılar…

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here