Değerli okurlarım, kulüp başkanlarının çalışma şeklinden, teknik direktörlerin çabalarından ve müsabakalarda takım kaptanlarının oyuna katkılarından söz ediyorduk ama yarım kaldı. Şimdi bitirmeye çalışalım. Müsabaka devam ederken, bütün oyuncuların özverili olduğunu söyleyebiliriz ama hepsinin de liderliğe soyunduklarını söylememiz mümkün değil. Kaleci de dâhil olmak üzere tüm oyuncuların kısa sürelerle liderlik yaptığı söylenebilir.
Buna, “Pozisyon Liderliği” de diyebiliriz. Bu ifadeyi İskenderun Gazetesi olarak biz ürettik, bakalım ustalar, üstatlar kabullenecekler mi? Kalecilerin topu elle oyuna sokmak istediklerinde, takım arkadaşıyla göz göze gelip, okeyleştiği gibi… Takımın liberosunun hızla rakip alana girip, golcüsünü tek pasta gol pozisyonuna sokmak için yaptığı anlamlı hareketler gibi…
Bazı oyuncular ara sıra (yukarıda söylediğim gibi) ama bazıları devamlı olarak arkadaşlarına liderlik eder. Bu onların hem görevidir ve hem de becerileri dahilindedir. Bir futbol takımın da herkes general olamaz, emekçiler çoğunluktadır. Yani lider tektir, takımı genel olarak o yönlendirir.
Lider olan sporcu, öncelikle, sağlam karakterli ve uysaldır, oldukça iyi oyuncudur, arada bir de olsa, hocasıyla bilerek göz göze gelendir. Bir önemli husus daha var, oyun esnasında sertleşmeler, itişip kakışmalar olduğunda, lider oyuncu liderliğini göstererek, olay yerine gider ve kendi arkadaşını derhal uzaklaştırır. Rakip oyuncuya bakmaz bile.
Bu hareketiyle olayı yatıştırdığından ve de hakeme yardımcı olduğundan saygınlığı artar ve sarı kartlık bir hareket yaptığında, hakem bunu görmezden gelir. Hakemlerde insan ve onların da duyguları vardır.
Bütün mesele nedir biliyor musunuz? Yönetim kademeleri arasında katı hiyerarşik ve kalın duvarların ortadan kaldırılması için gayret göstermektedir, her şey buna bağlıdır. Ancak, müsabaka esnasında takımlarda böylesine katı hiyerarşik ve kalın duvarların olması mümkün değildir, bunu düşünmek bile yanlış olur.
Haaa, olursa n’olur? Eğer olursa, o takım doksan dakika içinde delik deşik olur. Bu defa haklı olarak yönetim suçlu arar. Fark yenilmiştir, hezimete uğranılmıştır. Bu hezimet hazmedilmez, birkaç oyuncu kadro dışı bırakılır, teknik direktörde antipatikse hemen görevine son verilir. Kovulur! Lideri olmayan ülkeler, lideri olmayan kurum ve kuruluşlar, bunları da konumuzun dışında tutamayız. Kulüpler de bir şirkettir. Lideri olmayan futbol takımlarının başarılı olmaları düşünülemez.
Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA
