Hatay Barosundan, İstanbul Barosunun Görevden Alınmasına Tepki!

0
24

“Hukukun Üstünlüğünün Ortadan Kaldırılmasına Karşı Mücadelemiz Sürecek”

Hatay Barosuna bağlı avukatlar, İskenderun Adliyesi önünde bir araya gelerek, İstanbul Barosunun başkan ve yönetiminin görevden alınması talebiyle açılan davanın ve verilen kararın usul ve yasalara aykırı olduğunu savundu.

Adliye önünde toplanan avukatlar adına konuşan Hatay Barosu Başkanı Avukat Hatay Tut; “İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca İstanbul Barosunun başkan ve yönetiminin görevden alınması talepli Avukatlık Kanunu’nun 77’nci maddesi uyarınca hazırlanan davaname ile İstanbul 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açılmıştır.Açılan dava ve verilen karar usul ve yasalara aykırıdır. Avukatlık Kanununun 76 maddesinde barolara yüklenen görev ve sorumluluk çerçevesinde yapmış olduğu açıklamadan kaynaklı İstanbul Barosuna amaç dışı faaliyette bulunduğu iddiasıyla söz konusu dava açılmış aynı zamanda başkan ve yönetim hakkında ceza soruşturması da başlatılmıştır” dedi.

Dava sürecinin baroları tarafından da yakından takip edildiğini ve tüm duruşmalara iştirak edildiğini kaydeden Tut, avukatların yargının kurucu unsuru ve bağımsız olduğu göz ardı edildiğini ifade ederek; “Yapılan yargılamalar maalesef hukukilikten ve objektiflikten uzak bir şekilde ve usule aykırı olarak devam etmiş ve akabinde Yönetimin görevden alınmasına karar verilmiştir. Avukatların; yargının kurucu unsuru ve bağımsız olduğu göz ardı edilmektedir. Yaşanan ve yaşanacak tüm hukuksuzlukların önüne ancak ve ancak barolar vasıtasıyla geçilebilir. Dünyanın en büyük barolarının başında gelen İstanbul Barosu, savunma hakkı mücadelesi bakımından Türkiye’nin yüz akıdır.

Bir baronun zaten görevi olan bir konuda açıklama yapmış olmasını ifade özgürlüğü kapsamında savunmak durumunda kalmanın kendisi bile abesken, böyle bir durumdan “terör” suçu üretilerek böyle bir karara varılması dünya tarihinde eşine rastlanır durum değildir. Söz konusu mahkeme kararının öncelikle ifade özgürlüğünün ihlali anlamına geldiğini belirtirken aynı zamanda savunma makamının susturulmasına yönelik yeni bir girişim olduğunu düşünmekteyiz. Hukukun üstünlüğünün ortadan kaldırılmasına karşı mücadelemizi İstanbul Barosu’nun yanında sürdüreceğimizi yineliyoruz. Barolarımızı, mesleğimizi ve savunmayı savunmaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu.

Belediye başkanları ve beraberindekilere karşı gösterilen tutumun, Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine açıkça aykırı olduğunu da sözlerine ekleyen Tut; “İstanbul Üniversitesi yönetim kurulu tarafından, başta İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu olmak üzere 28 kişinin diploması 35 yıl aradan sonra hukuksuz bir şekilde iptal edilmiştir. Yapılan işlemin hukuksuzluğu henüz tartışılırken; şafak vakti yapılan operasyonlar ile ülke gündemi bir kez daha sarsılmıştır.

İstanbul Büyükşehir Belediye başkanı, Şişli Belediye Başkanı, Beylikdüzü Belediye Başkanı ile bürokratların ve Gazetecilerin de aralarında bulunduğu 108 kişi gözaltına alınmış ve akabinde onlarca kişi tutuklanmıştır. Belediye Başkanları tutuklanarak görevden uzaklaştırılmış, Şişli Belediye Başkanı yerine kayyum atanmıştır.

Anayasanın 36.maddesi adil yargılanma hakkını düzenlemiştir. Yine Anayasanın 38.maddesinde, Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar, kimse suçlu sayılamaz hükmü ile Masumiyet karinesi düzenlenmiştir. Gözaltı süreci başladığı andan itibaren dosyada kısıtlılık kararı olmasına rağmen ve şüphelilerin avukatları dosyaya erişim sağlamadığı halde, dosya içeriği basına sızdırılmış ve şüphelilerin yukarıda belirtmiş olduğumuz adil yargılanma hakkı ile lekelenmeme hakkı ihlal edilerek suçlu ilan edilmişlerdir. Bu durumun Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine açıkça aykırı olduğunu belirtmek isteriz.

Baro olarak önemle takip ettiğimiz ve önemsediğimiz, siyaset kurumu içerisinde yaşanan rekabetin, evrensel ve anayasal bir ilke olan hukuki güvenlik ilkesine zarar vermemesidir. Zira ülkemiz için en büyük tehdit, yurttaşlar için hukuk güvencesinin ortadan kaldırılması, hukuk devleti ilkesinin aşındırılması, yargı bağımsızlığının zedelenmesidir. Bu hassasiyetlere bütün kurumlarca ‘tizlikle’ dikkat edilmesi gerektiğini bir kez daha dikkat çekmek isteriz.

Hatay Barosu olarak Avukatlık Kanunu’nun 76’ncı maddesi gereği; insan haklarını ve hukukun üstünlüğünü savunma görevimiz doğrultusunda; kendini hukuk kurallarından azade kabul eden ve bunu adeta emir telakki ederek harekete geçen herkese karşı hukuki sorumluluğumuzu yerine getireceğimizi, adaletsizliğin karşısında duracağımızı, dün olduğu gibi bugün de kişiye, olaya ve duruma göre değil, her koşulda daima hukuk devletini savunmaya devam edeceğimizi kamuoyuna saygıyla bildiririz” şeklinde sözlerini tamamladı. (Haber: Helga TERBİYELİ)

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here