Antakya Özel Ata Koleji’nden bu yıl mezun olan Zeynep Demirağ, Bodrum’da sahile vuran “Suriyeli Aylan Bebek” dramından yola çıkarak oluşturduğu ‘Bitmeyen Umutlar’ projesiyle, HAGİAD tarafından verilen plaketle taltif edildi.
Hatay Genç İşadamları Derneği tarafından Antakya Şehir Kulübü’nde düzenlenen yemekte konuşan Yönetim Kurulu Başkanı Zekvan Barutçu; “Amacımız; gençlerin bulundukları toplumda farkındalığı ve duyarlılığını artırmak. Zeynep de insani yönü çok kuvvetli bu projeyle; sevgi, barış, hoşgörü kavramlarını bir kez daha hatırlatarak farkındalık yaratmış oldu. Biz de yönetim kurulu olarak Zeynep’e ‘En Çok Gelecek Vaat Eden Öğrenci’ ödülü verdik. Kendisini tebrik ediyor; gelecekteki tüm arzularının gerçekleşmesini diliyorum” diye konuştu.
Daha sonra söz alan Zeynep Demirağ da, projeye başlama hikayesini anlatarak; “Tüm bu hikâye, bir TV haberinin bende uyandırdığı etkiyle başladı. O gün sahile vurmuş bir çocuk cesedi beni bu konuda duyarlı olmaya ve araştırma yapmaya itti. Sabah ilk işim ailemle bu haberi yorumlamak oldu. Bu etkiyle uzun zamandır endişeli olduğum konu hakkında, yani ‘Suriyeli Mülteci Çocuklar’ ile ilgili bir proje yaratmak istedim.
Okul müdürümüze “Bitmeyen Umutlar” adlı projemden bahsettim. Okulda duyuru yaparak; oyuncak, yiyecek ve giyecek toplayıp, bir günlüğüne onları ziyaret etmek istediğimi söyledim. Onlara moral ve umut olmak adına yanlarında olduğumuzu hissettirmek istediğimi söyleyince beni takdir edip tamamen arkamda olduğunu söyledi. Antakya Milli Eğitim Müdürlüğü ve Hatay Valiliği’nin iznini aldıktan sonra; 10. sınıf arkadaşlarımız, okul idarecilerimiz ve gönüllü birkaç öğretmenimizle birlikte Altınçay Mahallesi’ndeki ‘Beyaz Güvercin’ Suriye Okulu’nu hediyelerimizle ziyaret ettik.
Gezdiğim 11 Suriye okulundan bir tanesiydi o. Yola çıktığımızda neyle karşılaşacağımı, az -çok tahmin ediyordum. İki katlı açık yeşil bir bina, etrafı iki metre boyunda dikenli çitlerle çevrili, boyası dökülmüş, yer yer yama yapılarak iyi bir görünüm sağlanmaya çalışılmış. Türk bayrağı ve Suriye bayrağı yan yana asılı… İşte dayanışmanın yaşattığı umutların en sağlam örneği…
Binaya girerken pencerelerden gülücükler saçarak el sallayan çocuklar, tıpkı pencere kenarındaki çiçekler gibi rengârenkti. Savaştan kaçıp gelen, umutlarını, hayallerini başka ülkelerde yeşertmeye çalışan yaralı çocuklardı onlar. Geleceklerimizden haberleri vardı. İçeri girince bize hazırladıkları ikramlar; sevgi ve dostluk dışında bizden hiçbir beklentileri olmadığını, aslında sevgi paylaşım temelli bir yumak oluşturmak istediklerini ifade ediyordu. Hediyelerimizi bıraktık ve okulda gezmeye başladık. Işığı az ampuller, karanlık sınıflar, delik deşik sıralar, duvarlardaki Arapça ve Türkçe afişler, zorluklarla dolu bir yaşam, aynı şekilde eğitimde de devam ediyordu. Fakat gözlerde umut, yürekte sevgi meşalesi yanıyordu.
Birçok acı olayın ardından umudunu kaybetmemiş, hayatta olduklarına şükreden ve gözlerinin içi gülen küçücük çocuklardan hayat dersi aldık. Çok şey öğrendik onların hikâyelerinden. Bu olaylar silsilesi aslında bir insanlık ayıbının sonuçları… Haberler, gazeteler, dünya gündemine damga vuran acımasız görüntüler. Kendilerine yaşamlarını devam ettirmek için yer arayan insanlar. Yaşlı- genç, küçük- büyük; canlarını kurtarma pahasına sokaklara savrulan insanlar… Bunlardı içimde bir şeyler yapma isteği uyandıran! HAGİAD gibi önemli bir STK’ dan aldığım plaket, bu bağlamda aldığım en anlamlı ödüldür. Ben de takdir edip, değer verdikleri için HAGİAD Yönetim Kurulu başkan ve üyelerine çok teşekkür ederim” şeklinde konuştu.