Öz Çelik İş Sendikası İskenderun Şube Başkanı Mehmet Güngör; “Zaman Münazara Değil Müzakere Zamanı”
Öz Çelik İş Sendikası İskenderun Şube Başkanı Mehmet Güngör, emekçilerin sıkıntılarını çözmek adına gece gündüz mücadele ettiklerini ifade ederken, artan enflasyon fiyatlarının emekçileri ciddi anlamda sıkıntıya soktuğunu belirtti.
Öz Çelik İş Sendikası olarak bölgede İsdemir’de, MMK’da, Ekinciler’de, Yolbulan’da örgütlü olduklarını, 4.900’den fazla üyelerinin olduğunu kaydeden Güngör; “Bu üyelerin bütün taleplerini gece gündüz yerine getirmek için çaba sarf ediyoruz. Klasik sendikacılıktan öte, ücret sendikacılığından öte, üyelerimizin iyi gününde ve kötü gününde yanında olmaya çaba sarf ediyoruz. Onların dertleriyle dertleniyoruz, onların sıkıntılarını çözmek için gece gündüz çalışıyoruz. Ülkemiz zor bir dönemden geçiyor, emekçiler adına gerçekten zor bir dönem. Hayat pahalılığı, enflasyon hat safhada… Şu bir gerçek ki hükümetin açıkladığı enflasyonla çarşıdaki, pazardaki enflasyon aynı değil. Her ne kadar çok güzel sözleşmelerin altına imza atsak da bu çıkan enflasyon karşısında maaşlarımız eriyip gidiyor. Asgari ücret 4.250 lira olarak açıklandığı zaman sevinçliydik, bütün sendikaların istediklerinin üzerinde bir rakamdı ama bugün baktığımız zaman açlık sınırının altında kaldı. Sahada, özellikle Yolbulan fabrikalarında bu yıl çok güzel sözleşmeler imzaladık, %130’a varan iyileşmeler sağladık, sosyal haklarda çok güzel iyileştirmeler sağladık. MMK’da yine aynı %80’in üzerinde sosyal haklar da dahil olmak üzere %100’ün üzerinde iyileştirmeler sağladık. Bu yıl içerisinde Eylül ayında Ekinciler ve İsdemir’de de sözleşmelerimiz başlayacak. Hedefimiz belli, endüstriyel ilişkiler içerisinde kesinlikle kırmadan, dökmeden ‘kazan-kazan’ mantığı ile işverenle masaya oturmak! Bunu başaracağımıza inanıyorum. İşverenlerimizle konuşuyoruz, vururuz, kırarız, alırız değil, gelin birlikte aynı masa etrafında toplanalım, ürettiklerimiz belli, kazançlarımız belli, karlılık oranımız belli, siz de bu karlılığı yapan işçinin, emekçinin hakkını yemeyin diyoruz. Hak verilmez alınır mantığı varsa da ben artık işverenlerimizin bu olaya daha farklı baktığına inanmaya başlıyorum. Fabrikalar üretimi yapmışsa onların da bu hakkı vereceğine inancım tamdır. En son söyleyeceğimiz söz grev kelimesidir. Grev bir işçinin son silahıdır ama biz bu son silahımızı hiçbir zaman kullanma niyetinde değiliz” şeklinde konuştu.
Sahanın taleplerinin çok yüksek olduğunu, bu talepleri karşılamak için işverenlerle ara-ara oturup sohbet edip bunları gündeme getirdiklerini dile getiren Güngör; “Görüşmeler sadece sözleşme masasında bitmez, bunun öncesi ve sonrası da vardır. Biz taleplerimizi en iyi şekilde taslağımızda onlara sunacağız, onlara düşünme payı vereceğiz ve bu sözleşmenin altına birlikte imza atacağımızı düşünüyorum. Zaman münazara değil müzakere zamanı. Birlik, beraberlik içerisinde iki tarafında mutlu olacağı sözleşmenin altına imza atmanın mücadelesini veriyoruz” dedi.
“Şehrimize Sahip Çıkalım”
Ülke gündemine de değinen Güngör, Türkiye’nin ciddi sorunları olduğunu ifade ederek; “Emekçilerin ciddi sorunları var, bölgemizin ciddi sorunları var, bunları sıralamak istiyorum. Bu ülkenin gündemde EYT mağdurları var, verilen sözlerin tutulmasını istiyoruz. Türkiye’de vergi oranları çok yüksek, aldığımız zamlar 6.-7. aydan sonra tamamen vergiye gidiyor, Türkiye’de vergi oranlarının %20’lerde sabitlenmesini istiyoruz. Biz metal sektöründe çalışıyoruz, hava kirliliği ciddi sıkıntı. Biz, çocuklara emanet edeceğimiz bir doğa bırakmakla mükellefiz. Bakanlıktan, işverenlerimizden sık sık doğa ve çevre atıkları ile alakalı çalışmalar yapılmasını istiyoruz. 1600-1700 derecede çalışan metal sektöründeki arkadaşlarımızın ağır sanayi kapsamına alınmasını istiyoruz.
Özellikle çıraklıkta, mesleki sigorta başlangıcının emeklilikte mutlaka baz alınmasını istirham ediyoruz. Tüm belediyelerin, çalışanlarımızın refah seviyesini yükseltmek anlamında destek olmasını istiyorum. Örnek vermek istiyorum, geçen belediye başkanımızla görüştüğünde şunu söyledim, siz İskenderun’a musluktan akan içme suyu getirirseniz ben otomatikman işçime %4 oranında zam yapmış oluyorum, bir damacana su 30 lira. Başkanlarımızdan istirham ediyorum, çevremize, şehrimize sahip çıkalım. Bizlerde bu anlamda katkı vermeye hazırız” diye konuştu.
“Sendika Siyaset Yeri Değildir”
Sendikanın siyaset yeri olmadığını da sözlerine ekleyen Öz Çelik İş Sendikası İskenderun Şube Başkanı Mehmet Güngör; “Hangi görüşten insanımız olursa olsun kapıdan içeriye girdiğinde benim için emekçidir, başka hiçbir gözle bakmıyoruz, bakarsak haram yemiş oluruz. Milletvekillerime de söylüyorum bu bölgede bir olalım, iri olalım, diri olalım, sanayisiyle, stk’sıyla, bürokrasisi ile birlikte hareket edersek aşamayacağımız hiçbir durum yoktur. Bu bölgenin bir üniversitesi var, mezun olan hiç kimseyi bu bölgedeki fabrikalar istihdam etmiyor. Peki üniversite bu bölgeye niye kuruldu? Bölgemizin üniversitesi neden bir ODTÜ, İTÜ olmasın? Burada oturan insanların çocuklarına bu fabrikalarda öncelik tanınmalı. Siyasilerden de bürokrasiden de destek istiyorum. Bu şehrin gerçekten modern olması için, bu şehirde huzur ve barış ortamının yakalanması için, hem şahsım olarak, hem Hak İş Konfederasyonum olarak, hem Özçelik Sendikası olarak taşın altına elimizi, gövdemizi sokmaya hazırız” şeklinde açıklamalarda bulundu. (Haber: Helga TERBİYELİ)