Günah İşleme Özgürlüğü (!)

0
123

Özgürlük kavramı, derin bir konudur. Anlatmaya zaman yetmez, yazmaya da sayfalar sığmaz. Özgürlük, dar anlamıyla, “herhangi bir kısıtlanmaya, zorlamaya ve koşula bağlı kalmaksızın tavır ve davranışlardaki serbestlik…” biçiminde tanımlanır.

Özgürlük algısı kişiden kişiye, toplumdan topluma, ülkeden ülkeye ve bölgeden bölgeye göre değişiyor. Başta ahlak kuralları, inanç, gelenek ve görenek, coğrafi, siyasal ve kültürel doku farklılıkları, özgürlüklere olan bakış açısını beraberinde biçimlendirmektedir.

Herkes özgürlüğün yapısına kendi penceresinden bakınca, bir takım özgürlük ihlalleriyle karşı karşıya kalınabiliyor. Özgürlük denince, her istediğini keyfi olarak yapmak ve konuşmak anlamını taşımaz. Birilerine yarar, ötekine zarar mantığıyla hareket edildiğinde, buna özgürlük değil, dayatma denir.

Özgürlük kavramı evrenseldir. Kural ve ölçütleri zamanla günün koşullarına göre belirlenmiştir. Gelişmiş demokrasilerde, özgürlüklere öyle ince hassasiyetler gösteriliyor ki, el üstünde tutuluyor.

Özgürlüğün tanımı yorumlara meydan vermeyecek şekilde açıklık ve netlik kazanmıştır. Özgürlük, tek başına bir şey ifade etmez. Onu tamamlayan sorumluluk duygusudur. Her ikisinin yönleri aynı doğrultudadır. Bir elmanın iki yarısı gibidirler.

Sorumluluk bilincinin yerleşmediği yerlerde, özgürlüklerden bahsetmek hayalciliktir. Sorumluluk duygusu bir tür fren vazifesi görür, özgürlükleri kötüye kullanmayı engeller.

Özgürlüğü bir araç olarak kullanmayı kafalarına koyanlar, “Ben özgürüm, başkaları zarara uğrarsa da, dilediğimi yaparım” biçiminde sınır tanımamalarından dolayı, özgürlüğü istismar ederek, hak ihlallerinin yolunu açmış olurlar.

Günlük yaşamdan basit birkaç örnek verirsek, “Ulu orta cadde ve meydanlarda çırılçıplak dolaşmak, gürültü yapıp naralar atarak çevreyi rahatsız etmek, silahla rast gele sağa sola ateş edip insanları tedirgin etmek, onur kırıcı küfür ve hakaretler savurmak, trafik kurallarını çiğneyerek ters yönde seyretmek, hırsızlık ve rüşvet yoluyla milleti soyup soğana çevirmek, taciz ve tecavüzlerde bulunmak…”

Hak ve özgürlük ihlallerini “Günah işleme özgürlüğü” adı altında kılıf uydurma yöntemiyle savunanların gafleti ve rasgele atıp tutmaları bir sorumsuzluk örneğidir. Halbuki, “dinin ve yasaların suç saydığı, yasakladığı hal ve hareketler”in günah kapsamına girdiğini bildikleri halde böyle saçma fikirleri öne sürmeleri, insan haklarını hiçe saymaktır.

Bazı “Özgürlük kullanıcıları” kendi kafalarına estiği gibi davranıp, özgürlüğü bir köşeye kıstırarak ondan yararlanmanın fırsatını kollarlar.

Vicdan ve sorumluluk sahiplerinin günah işleme gibi bir “özgürlük lüksü” yoktur. Çünkü onlar, “iradelerine hakim, vicdanlarına esir” olduklarından, telafisi mümkün olmayan günahlardan uzak dururlar.

“Günah İşleme Özgürlüğü”nü öne sürüp kurtuluşu “günah çıkarma” seanslarında arayanlar, işledikleri suçlardan dolayı kendilerini arındırmak isteyenlere verilecek yanıt: “Günah İşleme Özgürlüğü” dinen ve yasal olarak sadece, “ergenlik yaşına erişmemiş günahın ne anlama geldiğini bilmeyen çocuklarla, aklı kıt ve aklını yitirmişler için geçerlidir.” Şeytanlıklarla işbirliği yapanların bu muafiyetten yararlanmaları söz konusu değildir.

“Özgür insan, sorumluluk taşıyan insandır.”

Not: Geçtiğimiz hafta sonu Gazeteci dostumuz Cevdet Uygun’u kaybettik. Çocukluk arkadaşım da olan Gazeteci-Üstat Cevdet Uygun’a Tanrı’dan rahmet diliyor, başta ailesi olmak üzere, tüm sevenlerine ve basın camiasına başsağlığı diliyorum. Başımız Sağ olsun!

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here