Gün Geçtikçe Yalnızlığımız Derinleşiyor…

0
77

Günaydın sevgili okuyucularım nasılsınız bu sabah? İnsan artık en yakınına bile güvenmemeli; son günlerde ortalığı hallaç pamuğuna çeviren Beştepe ziyareti bunun en büyük ve en acı kanıtı. “Çok güvendiğim haber kaynağı” diyor yüzde yüz teyit ettiriyor sonunda ne oluyor; “hayır, ben söylemedim” oluyor ve sizi yalancı çıkarıyor! Eh elinizde kanıt, belge yok ne olacak? Tabi ki bu durumda yalanlamak çok kolay! Âmâ olan size oluyor tarumar oluyorsunuz, güveniniz yerle bir olması bir yana dostunuz sandığınız insanların aslında dost olmadığını ve kullanıldığınızı anlıyorsunuz. Yetmiyor, bilir bilmez herkes hakkınızda konuşmaya başlıyor?  Ve eksikmiş gibi nerdeyse bir haftadır boşuna gündem oluşturup insanlar gerildi. Üstelik birilerinin ekmeğine yağ sürüldü. İnsanlar ikiye bölündü, inananlar, inanmayanlar diye. Bendeniz ikisi arasındayım ancak söz konusu olan isim bendenizde hiçbir zaman güven oluşturmadığı için de çok şaşırmadım doğrusu.

Ama sanırım artık o isim hiçbir zaman amacına ulaşmayacak bu olaydan sonra. Ve sözcü yazarı Sayın Rahmi Turan beyde artık bu olaydan sonra bir daha kimseye güvenmeyecek.

Ve bu olay aslında hepimiz için ders olmalı diye düşünüyorum hani ”Bu zamanda babana bile güvenmeyeceksin” derler ya öyle işte. Bunu bilmek içimizi rahatlatmıyor aksine bizi çok ama çok yalnızlaştırıyor yabancılaştırıyor. Çünkü insan inanmak ister, güvenmek ister, en temel ihtiyaçlarından biridir güvenmek! Ve onu yitirdiğinde… Ve ne yazık ki çoktan beri artık güvenmeyi, inanmayı bir tarafa bıraktık. Ne adalete, ne hak, hukuka inancımız kalmadı ve tabi ki insana da. Özelikle siyasilere… Birbirlerine kullandıkları dil korkunç, kocaman adamlar hiç çekinmeden ağızlarına geleni söylüyor! Valla tüylerim diken diken oluyor. Sinirlerimiz laçkalaşıyor. Bu insanlar nasıl eve gidiyor, çocuklarının eşlerinin yüzüne nasıl bakıyor. Bu eşler bu dili kullanan eşlerine bir şey söylemiyorlar mı? Valla acayip bir toplum olduk vesselam.

Ve sevgili okuyucularım önceki gün öğretmenler günüydü, coşkuyla kutlandı ancak hakları verilmeyen öğretmenler ve veliler yine ayaktaydı, öyle kuru kuruya gün kutlanır mı? Birçok okulda öğretmenler aylardır net maaş alamıyor bile. Atanmayanları zaten saymıyoruz onlar kendi dertlerine yansınlar durumundalar çünkü.

Atatürk vekil maaşlarını ayarlayan vekile; “Öğretmenlerinkinden fazlası olmasın” demiş ta ne zamanlardan işte adalet buydu. Şimdi düzletilecek falan deniyor ama ne kadar? En azından asgari ücret kadar; demek neymiş? Asgari ücret bile değilmiş maaşları! Âmâ vekillerin maaşı!?

Ve sevgili okuyucularım bizi hayata hazırlayan, geleceğimizi şekillendiren, sevgili fedakar öğretmenlerimize ne kadar teşekkür etsek, ne kadar durumları düzeltsek haklarını ödeyemeyiz. Günleri, ayları, yılları aydın olsun, kutlu olsun eli öpülesi sevgili öğretmenlerimizin…

Ve sağlıkla, sevgiyle kalalım sevgili okuyucularım, ayrımsız, gayrım sız. Her zaman her yerde… Yase

& & & & &

Atatürk Sözleri

1.Dünyanın her tarafında öğretmenler insan topluluğunun en özverili ve saygıdeğer unsur

2.Yeni kuşak, en büyük cumhuriyetçilik dersini bu günkü öğretmenler topluluğundan ve onların yetiştirecekleri öğretmenlerden alacaktır.

3.Öğretmenler!… Cumhuriyet, fikren, ilmen, fennen, bedenen kuvvetli ve yüksek seciyeli muhafızlar ister. Yeni nesli bu nitelik ve kabiliyette yetiştirmek sizin elinizdedir.

4.Öğretmenler; Yeni nesli, Cumhuriyetin fedakâr öğretmen ve eğitimcilerini, sizler yetiştireceksiniz ve yeni nesil, sizin eseriniz olacaktır. (25.08.1924, Öğretmenler Birliği Kongresi Üyelerine)

5.Öğretmenler! Erkek ve kız çocuklarımızın, aynı suretle bütün tahsil derecelerindeki talim ve terbiyelerinin pratik olması mühimdir. Memleket evlâdı, her öğrenim aşamasında ekonomik hayatta verimli, etkili ve başarılı olacak surette donatılmalıdır. (25.08.1924, Öğretmenler Birliği Kongresi Üyelerine)

6.Arkadaşlar! yeni Türkiye’nin birkaç yıla sığdırdığı askeri, siyasi, idari inkılâplar sizin, sayın öğretmenler, sizin sosyal ve fikri inkılâptaki başarınızla pekiştirilecektir. Hiçbir zaman hatırlarınızdan çıkmasın ki, Cumhuriyet sizden “fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür “nesiller ister. (1924, Ankara) (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araştırma Merkezi, C. II, s. 178 -179)

7.Milletleri kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir. Öğretmenden, eğiticiden mahrum bir millet henüz millet namını almak yeteneğini elde edememiştir. Ona basit bir kütle denir, millet denmez. (14.10.1925, İzmir Erkek Öğretmen Okulunda)

8.Ulusları kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir. Öğretmenden, eğiticiden yoksun bir ulus henüz ulus adını almak yeteneğini kazanmamıştır. Ona basit bir kitle denir, ulus denemez. Bir kitle ulus olabilmek için mutlaka eğiticilere, öğretmenlere gereksinim duyar. (1925, İzmir) (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araştırma Merkezi, C. II, Ankara, s. 243)

9.Ulusları kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir. Öğretmenden, eğiticiden mahrum bir Öğrenci her ne yaşta ve sınıfta olursa olsun, onlara geleceğin büyükleri gözüyle bakacak ve öyle davranacaksın. (1930)

10.Öğretmenler her fırsattan istifade ederek halka koşmalı, halk ile beraber olmalı ve halk, öğretmenin çocuğa yalnız alfabe okutur bir varlıktan ibaret olmayacağını anlamalıdır. (07.07.1927, Dolmabahçe Sarayı, İstanbul Öğretmenler Heyetine Demeç)

11.En mesut olanlar, hizmetlerinin bütün nesillerce meçhul kalmasını tercih edecek karakterde bulunanlardır.

12.Herkesin kendine göre bir zevki vardır. Kimi bahçe ile meşgul olmak, güzel çiçekler yetiştirmek ister. Bazı insanlar da adam yetiştirmekten hoşlanır.

13.En önemli ve feyizli görevlerimiz, milli eğitim işleridir. Milli eğitim işlerinde mutlaka muzaffer olmak lazımdır. Bir milletin gerçek kurtuluşu ancak bu suretler olur.

11.En mesut olanlar, hizmetlerinin bütün nesillerce meçhul kalmasını tercih edecek karakterde bulunanlardır.

12.Herkesin kendine göre bir zevki vardır. Kimi bahçe ile meşgul olmak, güzel çiçekler yetiştirmek ister. Bazı insanlar da adam yetiştirmekten hoşlanır.

13.En önemli ve feyizli görevlerimiz, milli eğitim işleridir. Milli eğitim işlerinde mutlaka muzaffer olmak lazımdır. Bir milletin gerçek kurtuluşu ancak bu suretler olur.

14.Ülkemizi gerçek hedefe, gerçek mutluluğa kavuşturmak için iki orduya ihtiyaç vardır: Biri vatanımızı kurtaran asker ordusu, diğeri ulusumuzun geleceğini yoğuran irfan (bilim, kültür) ordusudur.

15.Unutmayınız ki cumhurbaşkanı bile sınıfta öğretmenden sonra gelir.

16.Eğitimdir ki bir milleti ya hür, bağımsız, şanlı, yüksek bir topluluk halinde yaşatır; ya da milleti esaret ve sefalete terk eder.

17.Öğretmen bir kandile benzer, kendini tüketerek başkalarına ışık verir.

18.Gençliği yetiştiriniz. Onlara ilim ve irfanın (kültürün) müspet fikirlerini veriniz. İstikbalin aydınlığına onlarla kavuşacaksınız. Hür fikirler tatbik (uygulama) mevkiine konduğu vakit Türk milleti yükselecektir.

19.Ordularımızın kazandığı zafer, sizin eğitim ordularınız için yol açtı. Gerçek zaferi siz, öğretmenler kazanacaksınız. Bunu başaracağınızdan kuşkum yoktur. Sarsılmaz bir inançla ben ve arkadaşlarım sizi gözeteceğiz. Sizin karşılaştığınız tüm engelleri kıracağız.

20.Bir toplum ulus olabilmek için mutlaka eğiticilere, öğretmenlere muhtaçtır. Onlardır ki, toplumu gerçek bir ulus haline getirirler.

21.Atatürk öğretmenlerle yaptığı bir toplantı sırasında şunları söylemiştir: ‘Bu anda karşınızdaki en içten duygumu, izninizle söyleyeyim: İsterdim ki çocuk olayım, genç olayım,sizin nur saçan sınıflarınızda bulunayım. Sizden feyz alayım. Siz beni yetiştiresiniz. O zaman ulusum için daha yararlı olurdum. Ne yazık ki elde edilemeyecek bir istek karşısında bulunuyoruz. Bunun yerine sizden başka bir istekte bulunacağım: Bugünün çocuklarını yetiştiriniz. Onları yurda, ulusa yararlı insanlar yapınız. Bunu sizden istiyor ve diliyorum.’ (Bursa, 27 Ekim 1922)”

Günün Şiiri

ÖĞRETMENİM
Sen asırlık çınar, ben de bir yaprak,
Dalında can buldum, ben öğretmenim.
Özünden öz kattın, serpildim coştum,
Ab-ı hayat pınarım, sen öğretmenim.

İnci dizdin dantel dantel işledin,
Nakkaş oldun, her zerremi süsledin,
Ben geliştim sen hayaller düşledin,
Gecemin ışığı, gün öğretmenim.

Nice fırtınalar sarsmadı seni,
Varlığın sımsıkı, hep sardı beni,
Senin ile aştım, her bir engeli,
Senin ismin bana ün öğretmenim.

Nice fırtınalar sarsmadı seni,
Varlığın sımsıkı hep sardı beni,
Senin ile aştım her bir engeli,
İsmin cismin bana ün öğretmenim.

Bir gün olur gurbet ele çıkarım,
Uzak diyarlara ateş yakarım,
Hakkı gözetirim, zulmü yıkarım
Rehberim önderim, can öğretmenim.
Salim DEMİR 

Günün Sözü

-Okullarda öğretim vazifesinin güvenilebilir ellere teslimini, ülke çocuğunun, o görevi kendine hem bir meslek, hem bir ülkü sayacak üstün ve saygı değer öğretmenler tarafından yetiştirilmesini sağlamak için öğretmenlik, diğer serbest ve yüksek meslekler gibi, aşama aşama ilerlemeye ve her halde zenginlik sağlamaya uygun bir meslek haline getirilmelidir. Dünyanın her tarafında öğretmenler, insan toplumunun en öz verili ve saygı değer unsurlarıdır. (1923, Ankara) (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araştırma Merkezi, C. I, s. 317)

-Ulusa gideceği yolu gösterirken dünyanın her türlü ilminden, keşiflerinden, gelişmelerinden yararlanalım, ama unutmayalım ki, asıl temeli kendi içimizden çıkarmak zorundayız. (1923, Konya) (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araştırma Merkezi, C. II, s. 145)

-Memleketin gereksinim duyduğu öğretmen sayısı düşünülürse, bunun daha yüz katına çıkması gerekir. Sayı eksiği, yetişen öğretmenlerimizin değer ve erdemdeki yüksekliğiyle ancak karşılanabilir. (1924) (Büyük Tarih Trabzon’da, s.10)25. Öğretmenler; Cumhuriyetin fedakar öğretmen ve eğitimcileri, yeni nesli sizler yetiştireceksiniz. Eserin kıymeti, sizin beceriniz ve fedakarlığınız derecesiyle orantılı olacaktır.

Mustafa Kemal Atatürk

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here