Hayati meselelerin görüşüldüğü, 75 milyon insanımızı ilgilendiren “Terörle ilgili” bir sürece girilmiştir. İnsan olan herkesin bu beladan kurtulmayı istememesi mümkün değildir. Bunun istisnası Terör örgütüne üye olanlar ile ondan çok büyük menfaatler elde eden hainler, ABD ve AB ülkeleri hariçtir. Çünkü bunlar, ta kuruluşu olan 1984’ten beri, Asala’nın tasfiyesi ile bu pislik örgütü yerine ikame etmişlerdir.
Ülkemiz ekonomisini alt üst etmiş, 300 milyar zarara uğratmış, onca sivil, asker, imam, yaşlı, kadın, çocuk demeden 50 bine yakın insanın kanına girmiş. Şimdi de yediği içtiği zehir zıkkım olasıca İmralı denen cennet bahçesi gibi yerde emniyet ve saltanat içerisinde, “Barış Bülbülü” gibi ötmekte, en yetkili Devlet adamları ve uzantısı kanalıyla talimatlar ve öneriler göndermektedir. “…Beni dinlemez ve bunlarda Oslo ve Habur gibi başarısız olur, kesintiye uğrarsa ben devreden çıkarım, sorumlu da değilim…” demektedir.
“En az elli bin kişi ile saldırı başlar” tehdidi altında görüşmelerin yapıldığı medya haberleri arasındadır. Akan kanın, Anaların gözyaşının dinmesini, huzurlu ve müreffeh bir Türkiye’yi istemeyenin, gözü çıksın, Allah (cc) belasını versin. Nüfusun çok azınlık bir kısmı hariç aynı düşünmektedir. Ne yazık ki; başlatılan barış sürecine, hiç kimse bir şey bilmediği için ihtiyatlı ve tereddütlü bakmakta, bu kadar katliamdan sonra çoğu da inanmamaktadır.
Sayın Başbakanımız, bu barışın tesisi için bu canavara, yanına yoldaş, ona yakın kanallı televizyon ve spor yapma imkânını verdim. “Karşılığında PKK Terör Örgütü silahlarını bırakarak, ülkemizi terk edecekler” diyor. Bu fevkalade bir durum, buna fit oldu ise, otuz yıl kan emen ve tüm Dünya Devletleri ile ilişkisi olan ve her türlü gayrimeşruluğun, akaryakıt, sigara ve uyuşturucu kaçakçılığı, kumar, fuhuş, silah ticaretinin başı olan bu muhterem efendi hazretleri demek ki geri zekâlı olarak düşünülmektedir.
Burada Milletimizin huzursuzluğu, Başbakanımızın ifade ettikleri ile alakası hiç olmayan, Karayılan ve terör başının açıklamalarının çok farklı ve tehlikeli olmasıdır. BDP’nin açıklamaları ise çok daha ilerde “Kuzey Kürdistan” olarak Güneydoğu’muzun bağımsızlığın açıkça isteme cesaretleri kuşkuları daha da artırarak, “devleti terör teslim aldı, dize getirdi” gibi evhamları ortaya çıkarmaktadır. Mevla’m korusun ve hayreylesin diyerek, hoşça kalın Allah (cc)’a emanet olun ve ay-yıldızlı bayrak asın.
e-mail: nurettincan1453@hotmail.com
