Gelenekten Geleceğe Cumhuriyet

3
86

Bir toplumun bireylerini birbirine bağlayan, geçmişten gelen, kuşaktan kuşağa aktarılan değerler tanımlı gelenek, sosyolojik bir kavram.. Sosyoloji ise; toplumun oluşum, işleyiş ve gelişim yasalarını, sosyal olayları, kurumları, grupları, ilişkileri, sosyal yapı özelliklerini, değerlerini ve bu yapıda ortaya çıkabilecek değişme eğilimlerini inceleyen bir bilim dalı..

Bizatihi bir ‘değer’ olarak kabul ettiğim ‘cumhuriyetin’ sosyolojisini yapacak değilim.. Ve fakat  “arife tarif gerekmese de” değerin; “bir sosyal grup veya toplumun kendi varlık, birlik işleyiş ve devamını sağlamak ve sürdürmek için üyelerinin çoğunluğu tarafından doğru ve gerekli olduğu kabul edilen ortak düşünce, amaç, temel ahlâkî ilke ya da inançlar yekunudur” yargılı tanımından hareketle “gelenekten geleceğe cumhuriyet” başlığı altında bir kutlama yazısı yazmak istiyorum..

Başlıktaki kavramların anlamını içeren bir öğrenme alanı: “Kültür ve Miras..” İlkokul dördüncü sınıf Sosyal Bilgiler müfredatında, bu öğrenme alanı altındaki ünitenin adı: “Geçmişimi Öğreniyorum..” Kültür ve Miras üst başlığı altında yer alan “Geçmişimi Öğreniyorum” ünitesinden, öğrencilere yönelik öngörülen iki kazanım cümlesi: “Ailesi ve çevresindeki millî kültürü yansıtan ögeleri fark eder.Kültür ögelerinin geçmişten bugüne değişerek taşındığına ilişkin yakın çevresinden kanıtlar gösterir.”

Bilinen bir nesne, olay, konu veya durumu ayrıca açıklamanın gereksiz olduğunu vurgulayan deyim nedir? “Arife tarif gerekmez..” Arifin kökü örf.. Örf; geçmişi geleceğe taşıyan kültürel birikimler toplamı, geleneksel değerler akışı..

Örfü kimileri değişmeyen durağanlık olarak yorumlar.. Oysa yaşam sürekli bir oluş ve akış halindedir.. Ki zaten bu sürekli oluş ve akış halindeki yaşam içinde emekle üretilen değerler tümlüğünün kavramsal karşılığıdır örf..

Geleneğimizi geleceğe kimler taşıyacak? Çocuklarımız tabii ki.. Bu anlamla örfü çocuklarımızın bilmesi eşyanın tabiatı gereğidir..

Her toplumun oluşum, işleyiş ve gelişim yasasının evrensel temel değeri barış içinde bir arada yaşamaktır.. Kaldı ki, toplumların kendi iç yapısındaki değerlerini de barış besler.. Özetle her toplum kendi yapısına özgü değerleri barış temelinde yeniden üretir ve yeni kuşaklara aktarır.. Kendi kültürel değerler mirasını yeniden üreterek, yeni kuşaklara aktaramayan toplumlar yalnız “miras yedi” olmakla kalmaz, süreç içerisinde tam anlamıyla bir dejenerasyona  uğrar.. Dolayısıyla her ülkenin kendi toplumsal ihtiyaç listesini içeren bir eğitim felsefesi vardır ya da olmalıdır.Eğitimdeki milli kavramının tanımı da zaten buradadır.. Öte yandan her ülkenin, kendi toplumunun geleneksel değerler tümlüğü anlamıyla örfünü (milli kültürünü de diyebiliriz bir anlamda) kendi çocuklarına “temel eğitimde” verdiğini biliyoruz..

Ahmet Selim, kavramların anlam tanımlamalarında yaşanan kargaşa nedeniyle açığa çıkan “izah ihtiyacını” yorumlarken şöyle diyor: “İzah ihtiyacı anlama ihtiyacından doğar. Yeni izahlar daha üstün izahlar değildir. Anlama zaafa uğrayınca izahlar uzamaya başlar. Vaktiyle bir sayfalık söz ile anlaşılan mana için gün gelir ciltlerce şerh yazılır.. Kaynaktan uzaklaştıkça izah ihtiyacı çoğalır..”Bu izahı, “Türkiye Cumhuriyetinin temeli kültürdür!” sözü üzerinden şerh edelim.. Bu söz kime ait? Mustafa Kemal’e.. Mustafa Kemal kim? Cumhuriyetimizin kaynağı.. İzaha gerek var mı?

Geleneksel değerler toplamı kültürel birikimimiz anlamlı örfü, çocuklarımıza yaşayarak, yaşatarak öğretme işinin adı; eğitim.. Tam da bu bağlamda miras olarak bilim ve aklı vasiyet eden Cumhuriyetimizin kaynağı Mustafa Kemal şöyle diyor:“Eğitimdir ki,  bir milleti özgür, bağımsız, şanlı ve yüksek bir toplum halinde yaşatır veya bir milleti köleliğe ve yoksulluğa terk eder.”   Yani, marifet maarifte.. Maarif ki, arifin tarifsel kökü de orda, marufun tarihsel kökü de.. O kökün adı örf.. Örf, Arapça tanımak anlamlı “A-Ra-Fe” fiil kökünden..

Örfün anlam bütünlüğü içinde tanımlanmış ve tanınmış iyi, güzel, doğru değerler tümlüğünün adı marufun bulunduğunu biliyoruz.. Ve yine örfün; toplumsal yaşamın barışına yönelik süre gelen yargılar tanımıyla gelenek diye nitelediğimiz maruf değerleri kapsadığını da biliyoruz..  Ya bildiğimiz halde marufu tanımıyorsak? Arapça tanımamak fiilinin kökü Ne-Ki-Ra.. İnkar, münker de tanımamak anlamlı bu fiil kökünden..

Son tahlilde ben, kaynağında emperyalizme karşı duruşun ve vuruşun simgesi Mustafa Kemal,  temelinde de maddi manevi emekle değer üretimimiz anlamında milli kültürümüz olan maruf Cumhuriyetimizin 91. yaşını; “marufu emr, münkeri nehy” duyarlılığıyla kutluyorum..

Selam ve saygılar…                                        ozdemirgurcan23@gmail.com

3 YORUMLAR

  1. öğretmenim kültür çök değerlidir siz bunu yansıttınız ama kimse bunu okumuyor yada anlamıyorlar tenbellikten öğrenmiyorlar böyle insanlardan nefret ederim yani kültürsüz insanlardan

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here