Futbolun Osmanlıcası (4)

0
55

Değerli okurlarım, hepimizin çok iyi bildiği futbol sert bir oyundur. Eskiden “ERKEK OYUNU” derlerdi biliyorsunuz. Şimdilerde aynı duygular içinde olmamız mümkün değil. Kadınlar Dünya Futbol Şampiyonasını ısrarla izledim. Tekme atmak, yumruklamak ve özellikle hakemin ve yardımcı hakemin gözleri önünde dirsek atarak rakibini indirmek yok ama topa bile olsa sert futbolun kralı var. Hayranlıkla izledim.

İzlediğim o müsabakalar futbolun medenisi, Avrupalısı… Bir sporcunun en önemli şampiyonluktan daha önemli olduğunu içlerine sindirmiş insanların duyguları. Bizimkiler de aynı ifadeleri göğüslerini gere-gere söylüyorlar ama orada, yani sözde kalıyor. İcraatın lafı mı olur. Kural dışı hareketleri hele bir söylesinler bakalım başlarına neler geliyor.

Attığım başlık aynen bunları içeriyor. Vicdan cüzdan olursa, yürekler taşa keserse, kol saatleri, ayakkabı kutuları, çikolata ambalajları gündem oluşturursa… Bunlarda nereden çıktı şimdi, böyle şeylerin konumuzla uzaktan yakından ilgisi olabilir mi? Ancak, gözlerimizle gördüğümüz bazı olaylar vardır ki, biz bunları yazıp ve sizlere sunmazsak kendimize saygımız kalır mı? Televizyonun ve canlı yayınların en önemli faaliyetlerinden biri de bu olmalı diye düşünüyorum. Olayları görmek kolayda, yazmak hiç de kolay değil.

Kartallı bir futbolcu ki, bir arkadaşını tabancayla tehditten de sabıkalı. Maçın orta hakeminin ve yardımcı hakemin gözleri önünde rakibine dirsek atarak yer ile yeksan etti. Normal koşullarda, iki hafta önce de hakemlere küfürden dolayı cezalandırılmıştı. O maçta taban ile değil ama dirseği ile terör estirdi. Hakemler olayı görmedik dediler ve o futbolcu yırttı. Nereye kadar bilmiyorum. Futbolumuz Osmanlıcaya dönüşüyorsa, şunları da normal saymamız gerekiyor. Başka bir alternatif yok. Futbolun Osmanlıcası için anlatacak çok şey var ama hangisini anlatsam bilemiyorum.

Son bir örnekle konuyu geçelim artık… Anlı şanlı futbol federasyonumuz göreve başladığında ve doğal olarak da kendi kafalarına göre, çalışabilecekleri şahıslara da belli görevler verilmişti. Anlatmak istediğim federasyonun göreve başlaması değil ama etkileme ve de baskı altında tutma şekli. Kısaca anlatacağım, kartallı futbolcu kendi ceza alanında topu elle tuttu. Yapılacak bir şey yok, karar penaltı olmalı diye düşünürken, hakemden devam kararı geldi. Fakat birkaç saniye tereddütten sonra…

O birkaç saniye içinde hakemlerin kafasından şunlar geçmiştir eminim… (Ben bu penaltıyı verirsem iki farklı yenik duruma düşecek ve muhtemelen yenilenecekler. Yukarıya ne cevap vereceğim…) İşte, Türk futbolunun hali budur. Futbolun Osmanlıcasına itibar etmezsek belki düzeltebiliriz. Belki diyorum, zira bir istifa hiçbir şey ifade etmez. Toptan istifa ve sosyal bir federasyonun gelmesiyle kişiliğimizi kazanabiliriz…

Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here