Değerli okurlarım, genel olarak eğitim ve kültür noksanlığından söz edip dururuz. Burada anlatmak istediğim eğitim insanların beynine şırınga ile zerk edilmez. Öğrenciler vardır, onları eğiten eğitimciler, öğrenciler bulunmaktadır. Öyle öğretmenler vardır ki öğrencileri öğreninceye kadar o dersi defalarca anlatırlar, verdikleri dersi ya da bilgileri anlayabilen öğrencilerin çoğunlukta olması öğretmenler için en büyük ödüldür.
Ya Öğrenciler… Onların yarısından çoğu dersi dinler gibi gözükür. Zil alsa da dışarı çıksak, akşam olsa da gitsek falan… Öğretmenlerin büyüğüne de, küçüğüne de saygılıyım ama içlerinde öyleleri var ki evlere şenlik. Tesadüfen öğretmen olmuş, istemeyerek okula geliyor, bu insanlar çocukları eğitecekler öyle mi?Şahsen de ismen de tanıyorum o öğretmenleri ve inanın selam vermek bile içimden gelmiyor. Bu insanların toplumda da bir yer edindiklerini hiç sanmıyorum. Kime ne vermiş ki?
Bu anlattıklarımın makalemizle ya da attığımız başlıkla ne ilgisi, alakası var diyeceksiniz biliyorum. Örnek olmakla beraber, çok önemli bir gerçeği de yansıtmaktadır. Teknik Direktörler, Faal Futbolcular. Önce Teknik Direktörlerden başlayalım, ayıp olmasın. Meslek hayatımda, öyle Teknik Direktörler tanıdım ki, onların sadece yazıklar olsun diyorum. Anlatacaklarıma sizler de şaşıracaksınız…
Hocanın takımı sahada puan mücadelesi veriyor. Fakat kendinin elinde telefon jokeyiyle konuşuyor. Takımı gol atmış oralı bile değil. Anladınız değil mi? Hipodromda koşan atları var, onlar hakkında bilgi alıyor. Bu tür çalıştırıcılar şehrimiz de yok ama at yarışları olsun bakalım olur mu? Olmaz mı?
Kişi önce kendine saygılı olmalı. Yaptığı mesleki uğraşa, takımdaki oyunculara, taraftarlara saygılı olmalıdır.
Bir dersi öğrencilerinin öğrenmesi için defalarca anlatan öğretmene, en lakayt öğrenci bile saygı duyar. Muhtemelen dersi dinlemediği için… Efendim, işini ikinci planda tutan bir Teknik Direktöre kim saygı duyar ki. Aynı zamanda o takımdan başarı beklenir mi?
Gözle gözükmese bile futbolun karizması böyle çiziliyor ve yerle bir oluyor. Mesleğini seven ve başarılı olmasa bile bir duruş gösteren hocalara saygı duyuyorum. Aynı zamanda sözlerimden dolayı onları tenzih ederim. Spor ahlakını özümlemiş Teknik Direktörler başarısız olsalar bile, başarı onlara fazla uzak değildir. Günün birinde daha güçlü takımları çalıştıracaklarını, saygın olacaklarını şimdiden söyleyebilirim.
Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA