Değerli okurlarım, bir makaleye başlarken; hemen-hemen konuya girmek ml, yoksa onu şekillendirip, olgunlaştırıp, zenginleştirerek mi yazmaya başlamalıdır? Genel olarak sorulabilecek bir sorudur bu.
Kendimle ilgili bazı şeyleri gündemimize getirirken tereddüt içinde olmuyorum. Dile kolay on sekiz yılın adı var ve bu zaman içinde hep sizlere seslendim ve birçok makalelerimde ve sanat yazılarımda yarım asır önceki futbolumuzun konumunu ve şu anda hayatta olmayan rahmetle andığımız efsaneleşmiş futbolcularımızı sizlere anlattım ve tanıttım.
Bir defasında, ne zaman yayınlandığını doğal olarak bilmiyorum ama “ÖLÜME SESLENDİM DE” başlığı ile bir yazımda (ayrıntıya girmeyeceğim şu anda) azı bilinmesi gereken olaylara şöyle bir dokunuşum olmuştu. O kadar beğenmişler ki anlatmam mümkün değil. Hele birkaç okurum ağız birliği etmişçesine, bana aynen şu ifadeleri kullandılar. “-Öcal Hocam, Ölümü Güzelleştirmişsin…”
Bu güzel ve içten gelen ifadeyi bir makalemde yada sanat sayfamda başlık olarak kullanabilirim. Bu ifadeler doksanlı yaşlarda ki okurlarıma ait. Şimdi, dilerseniz yukarıda kaldığımız yerden devam edelim. Edebi konularda ve sporda iyi bir alt yapım olduğunu söyleyebilirim. Beynim de muhafaza ettiğim önemli dokümanı olduğu da bir gerçek. Çünkü etkisi altında kaldığınız yaşanmış olayları unutmak mümkün değil, zaten kısalan yolumuzda anılarla yaşıyoruz. Kısalan yol 30-40 yıl olabilir.
Son yıllarda genel arzu üzerine uyguladığım yöntem okurlarım tarafından da beğeniliyor ve muhtelif ortamlarda da gündeme geliyor. Yaşam boyunca öğrendiklerimiz hafızamızda bıraktığı çağrışımlarla gözle görünmez bir dünya yaratır.Örneğin, bir hikayeyi dinlerken ya da okurken ses ve yazı, hafızamızdaki hayalleri canlandırır. Mesleğini seven iyi bir yazar, dilin bu canlandırma gücünden yararlanarak asıl dünyaya benzer veya ondan daha zengin bir hayal dünyası yaratır.
Bu nedenle bir yazar kullandığı kelimenin, her deyimin dış âlemde ya da insan hayatında neye karşılık geldiğini bilmelidir. “Futbolun karizması derken, bu adam bizleri nerelere götürdü” böyle bir ifade kullanmayacağınızı biliyorum. Bunu sizler istediniz ve aynı zamanda benim de oldukça hoşuma gitti.
Bu karizma hadisesi o kadar önemlidir ki, bir cümle ile anlatabilmek mümkün değildir. Bazen şöyle düşünürüz ve deriz ki; “Adamda karizma akıyor, oturduğu yerde her şeyi hallediyor…” Bu ifadeleri arada bir duyarız. Acaba diyorum, oynamadan maç kazanan karizmatik futbol takımı var mıdır? Bunu bilemiyorum ve bilenleriniz varsa lütfen beni bilgilendiriniz…
Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA