Değerli okurlarım, düne dönmeye gerek yok, daha kat edeceğimiz uzun bir yolumuz var, maraton gibi… Şike ve teşvik primi konusu, nedense genel seçimlerden sonra gündeme geldiği hepimizin malumu. Neden seçimlerden önce değil de, seçimden sonra geldi gerçekten çok ilginç. Her neyse, kimseler merak etmedi, biz de merak etmiyoruz.
Ancak, “şike ve teşvik sahaya intikal etmemiştir” diyen TFF Başkanı ve üyeleriyle, federasyon’un Tahkim-Disiplin ve Etik Kurulları üyeleri, müsabaka sonucunu “ETKİLEMEDİ” ifadesinin ne anlama geldiğinin net bir şekilde açıklamak zorunda değiller miydi?Bu açıklamayı yapmamakla tüm sporseverleri aptal yerine koymuyorlar mıydı?
Bütün sporseverleri “APTAL” yerine koymaları futbolumuzu yönetenler bununla yetinmeyip yine büyük hatalara bilerek ve isteyerek yöneldiler. Kangren olmuş parmağı kesmeyi düşünselerdi, bir parmağın geçici olarak eksikliği dünyanın sonu olmayacağı gibi, futbolumuzun itibarı dünya kamuoyu nezdinde tavan yapacaktı. Bu yürekliliği gösteremedikleri gibi, bakın hangi olumsuzluklara neden oldular…
Şike soruşturması başladıktan sonra, düşmanlık tohumlarının ekilmesini durduramayan ve bu kötü gidişin sonunu hesaplamayan ve de krizin sürecini hesaplamayan, başta TÜRKİYE FUTBOL FEDERASYONU olmak üzere, spordan başka birçok çeşitli merkezlerin yönlendirdiği ara ve nihai kararlar ile ve düşmanlığı alevlendirip kor haline getirmek isteyen yöneticiler, teknik adamlar, futbolcular, yorumcular, yazarlar olumsuz icraatlarıyla sporumuzu ve özellikle futbolumuzu ne hale getirdiler ortada değil mi? Yüksek tirajlı gazeteler ve ekranlar konuya nasıl bakıyorlar?
Sporun ve özellikle futbolun; yüz kızartıcı suçlara gırtlağına kadar batmış bir ülkede, talimatlar ve talimat değişiklikleri ile tıpkı devekuşu misali “Bizi kimse görmüyor ve denemiyor, nasıl olsa yutarlar ve bizde yutmuş oluruz” mantığıyla yapılan temizlik (!) görüntüleri içinde ve yüksek tirajlı birçok gazetelerin ve TV ekranlarındaki görüntüler futbolumuzu yönetenlerle hemfikir olmuşlar, futbolumuzu da komaya sokmuşlardır. Bitmedi, “Şike ve teşvik, elbette ki sahaya intikal etmemişti, yani sanaldır, birilerinin uydurmasıdır, doğruları pekiştirmek için yayınlarımızı yoğunlaştırıyoruz” şeklinde imalı yaklaşımlarda bulanmaktadırlar.
Bana sorarsanız, doğal olarak sahaya yansımamış(!) sanal olarak kalmış(!) böylesine temizlenmiş futbolumuza işte böyle yayınlar yaraşır diyorum. Bazı futbol kulüplerimiz asil federasyonumuzu “Ligden çekilmekle” tehdit etmektedirler. Oysa bu yaklaşım, bu şaibeye adı karışmamış kulüplerimiz için geçerlidir ama bu da federasyonun aldığı kararla ellerinden alınmıştır. Görüyor musunuz ne kadar ileriyi gören bir federasyonumuz var. Yarınki sayımızda da, beş yıl konusunu anlatmaya çalışacağım.
Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA