Değerli okurlarım, ülkemizin, futbol dâhil olmak üzere pembe ufukları yakalayabilmesi için kat etmesi gereken daha çok uzun yolu var. Bir tas çorba için fakir fukara yaşam savaşı veriyor. Yeni yıla girdik ya birçok insanımız, özellikle Doğu’da yaşayanlar diz boyu karın altında ve bir çadırın içinde yarı donmuş vaziyette sözde yaşıyorlar. Futbol ne gezer hak getire. Yürümenin bile mümkün olmadığı yerde futbol oynanabilir mi?
Süper Lig’in ilk devresinin ilk haftalarında iki müsabaka izledim. Birini statta, diğerini televizyonda! İlginç, çok çarpıcı iki futbol müsabakasıydı. Şöyle düşünelim: “A” takımının oyuncusu, “B” takımının ceza alanında tekme yumruk indiriliyor. Bu çok sert hareket dünyanın her yerinde penaltıdır ve kırmızı kart gerektirir.
Peki, “hakem ne yaptı?” diyeceksiniz, biliyorum. Hakem iki kez düdüğünü ağzına götürdü ama bir türlü düdüğünü öttürmedi. Varan 2: Yine Süper Lig’in ilk yarısında oynanan bir müsabakada, rakip oyuncu ceza sahası içinde hiçbir müdahale yokken yere yığıldı. Başı döndü de yere yığıldı dersiniz, hakem yardımcısına bakmadan beyaz noktayı gösterdi.
Sizler, iki önemli hakem hatası diyeceksiniz eminim. Hayır, hiç de öyle değil! O iki hakem de korku belası iki önemli hatayı bilerek ve isteyerek yaptılar. MHK’dan korktukları için. Yeni düdük çalmaya başlayan genç hakemlerimiz, o iki affedilmeyecek hataları yaptılar.
Bildiğiniz gibi, ülkemizde her şey korku belası yapılıyor. Şikâyet etsen de vay, etmesen yine vay. İki ucu pisli değnek, neresinden tutarsan tut. Futbolumuz zifiri karanlık bir çıkmazda, nasıl çıkacak, kimler çıkaracak belli değil. En büyük haksızlığın bile destekçisi ortaya çıkıyor. Şimdi de, Tükürdü mü? Tükürmedi mi? Sümkürdü mü? Sümkürmedi mi? Dikkat ederseniz ne günlere kaldık.
Futbolumuzda ilerleme olmasa bile en çirkin olaylar bizleri eğitiyor ve bilgilendiriyor. Ulus olarak hepimizin karı bu. En azından cahil kalmıyoruz. Demek ki Türkiye’de hakeme tükürmenin cezası 7 resmi müsabakadan menmiş. Hakeme parmak atmışsın, başparmakla şahadet parmağını halka yapıp dakikalarca göstermişsin, bunların lafı mı olur Allah aşkına… Dostum Merhum Şair Can Yücel’in dediği gibi, yeter ki sağlık olsun! Bu bir şiir başlığı ama bizde çok şeyleri alıp götürüyor.
Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA