Değerli Okurlarım, Sporda, Siyasette, Sosyal Yaşamda hatta tüm konularda yarınlarımız çok şeylere gebe. Ümit edelim ki “iyi şeylere” gebe olsun. Fazla iyimser olamıyoruz. Altta da, üstte de bir neme lazımcılık, bir laçkalık mevcut. Herkes bir birini suçlama yarışında. Bugün söylediğini yarın inkar edip başkalarına yükleyenler çoğunlukta.
Şimdi, Fenerbahçe kafilesini taşıyan o otobüse suikast düzenleyenlerin kimler olduğunu tüm kamuoyu bekliyor. Tutuklanan kuzenler salıverildi. Demek ki onlar suçsuz. Peki, otobüsün şoförü basiret göstermeyip de, kırk kişiyi taşıyan otobüs (Allah Korusun) köprüden aşağı uçsaydı, polis nasıl bir yöntem uygulayacaktı? Rize, Trabzon halkını sorguya mı çekeceklerdi?
Yine aynı şeyler uygulanırdı diye düşünenlerdenim. İhbar üzerine birkaç kişiyi tutuklayıp sonra serbest bırakırlardı. Başka türlü düşünemeyiz. Ülkemizde adalet var, tarafsız, adilane karar verecek Hâkimler var. Bazı konularda anlayışımızı gözden geçirmeliyiz…
Fenerbahçe kafilesi bu faciayı ucuz atlattı, hepsine geçmiş olsun. Umarım bu olay Milat olur. Fakat Fener Yönetimi “Maçları Boykot ettik” ayaklarına yatmasınlar, delikanlı Futbol Federasyonu gerekeni yapar.
Futbolumuzda ve tüm spor dallarında, bugüne kadar çok daha vahim olaylar yaşandı. O olaylar geride kaldı diye, unutulduğunu kabul ederek bu katliam girişimini hiç kimse hafife almasın. Fenerbahçe kafilesine tekrar geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.
Merhum Savcıya yapılan suikasttan sonra; Adliyedeki Güvenlik zafiyeti sadece Avukatlar üstlerini aratmadığından yani bu nedenle varmış gibi bir ortam yaratılıyor. Oysa şehrimizde bile, birçok Avukatlar cüppelerini evrak çantalarının içine koyup öyle geliyorlar. Bazıları da hava olsun diye cübbeleriyle geziyorlar. İtirazlar olmasa, savcının şehit edilmesi olayında Avukatlar tek suçlu olarak gösterilecek. İstanbul ve Ankara Adliye Saraylarını bilenler bilir. Bende biliyorum, yıllarım geçti o adliye koridorlarında.
Erkek Avukatlar takım elbise, Bayan Avukatlar çoğunlukla döpiyes, bazıları da kot pantolonlarla adliyeye giderler. Hatta bazı Adliye Saraylarında kiralık cüppeler vardır. Avukatlar o şekilde duruşmalara girerler. Savcılar, Hâkimler, Avukatlar aynı okuldan mezun ama konumları değişik. Birinin eksikliği düşünülemez bile.
Savcılar, Hâkimler aranmadan Adliyeye girecek, Avukatlar sıkı-sıkı aranacak ve o şekilde içeri girecek şeklinde bir uygulama abesle iştigal etmekten başka bir şey değildir. Cumhurbaşkanının Avukatlar aranacak demesi, bana çok anlamsız, biraz da tahrik eder gibi geldi. Zaten gergin bir ortam içindeyiz, bir de neden yokken gerginlik yaratmanın bir anlamı olamaz ama onun işi gerginlik yaratmak. Onların geleceğine ben karar vermedim ama gidişleri muhteşem olacaktır.
Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA
