Değerli okurlarım, doğruyu söylemem gerekirse bu makalemizin başlığı “Sporda Ahlak” olacaktı, ancak bugüne kadar tam 15 kez spor ahlakını gündeminize getirmişim. Arşivim öyle söylüyor. 15 kez bir konuyu işliyoruz ve olumlu bir yaklaşım göremiyorsunuz. Artık bunun üstüne gidilir mi?
Son dönemde lügatimize de bazı önemli kelimler girdi. Bu önemli kelimeleri üretenler de ilim irfan sahibi insanlar. Peki, nedir bu kelimeler? “Bu milletin (tabiri caizse) ağzına s…sın, anasına avradına küfredeceksin vesaire-vesaire.!.”
Ancak, “eski ahlakın” içeriği daha güzeldi, daha bir gönül okşayıcı ve yol göstericiydi. Hamdolsun bizler eski ahlak üzerine büyüdüğümüz için ahlakın yeni tanımına bir türlü ayak uyduramıyoruz. Üstelik içime de sindiremiyorum. Konumuz ahlak değil, fakat bunları yazmak zorunda kaldım. Yine de eski ahlak neler söylüyor, bunları da yazmadan geçemeyeceğim…
Ahlak; bir toplum içinde kişilerin uymak zorunda oldukları davranış kurallarıdır. Terbiye, nezaket, devlet ve millet malına zarar vermeme vs…
& & & & &
İnsanlar, bir meslek edinmeli ve zamanını o işe hasretmeli. Birkaç işte uğraşanların zengin olduğuna hiç tanık olmadım. Futbol oyununda da aynen böyle değil midir? Sahaya çıkan futbol takımının lideri tektir. Lider iki olduğunda, uyum sorunu, başarısızlık kendini gösterir. Bloklar arasında da liderlik olabilir ama bu liderlik hem göze batmaz, hem de takımın liderini rahatsız etmez. Bloklar arasında iki liderlik tecrübe ile sabittir.
Bir arkadaşım vardı. Bu adamda kötü yol yoktu, yani tipik bir sporcuydu. İleriki zamanlarda siyasete atılmasaydı, muhtemelen milli futbolcu da olabilirdi. Çapkınlık yapıp yapmadığını bilemem ama aşırı derecede paraya zaafı vardır. Ortak paydaları da budur. Bununla ilgili daha sonra konuşabiliriz.
Değerli Okurlarım, futbolumuzun özerk, otonom bir kurum olduğunu hepimiz biliyoruz. Biraz daha açacak olursak, dışarıdan etkilenmeyen, siyasilerle alası-veresi olmayan (!) müstakil bir kuruluştur. Gelin görün ki, mesele hiç de bildiğiniz gibi değil! Hiçbir kurum ya da kuruluştan etkilenmeyecek diyoruz ama yan-yan yürüyen eski futbolcu arkadaşımızın Beykoz çakmasıyla, anında yelkenler suya iniyor.
Biz, “Futbolu rahat bırakın” diyoruz! Kimler rahatsız ediyor? Futbolcular mı? Yöneticiler mi? Siyasiler mi? Taraftarlar mı? Hepsi mi?
Evet, bu saydıklarımın hepsi futbolumuzu rahatsız ediyor ama siyasilere ayrı bir paragraf açmamız gerekiyor. O siyasiler yaptıkları yanlışlarla ortamı öylesine geriyorlar ki, sözle anlatılması mümkün değil!
Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA
