Değerli okurlarım, sizlerden gelen sorular, istekler karşısında olağanüstü dikkatliyim. ‘Falan tarihte yayınlanmıştı’ demeyi saygısızlık olarak kabul ediyorum. Bu nedenle de birkaç gündür futboldan umutlanmak adına ve de onu çirkinleştiren bazı yaklaşımlardan söz ederek siz okurlarımın dileğini yerine getirmiş oluyorum.
Bu çirkinlikler biter mi bitmez mi? Bu çirkinlikler maalesef bitmez, bitmez ama az da olsa azalması ihtimal dâhilinde. Buna bile razı olmaktan başka bir seçeneğimiz yok. Efendim, bu çirkinliklere tevessül edildiğinde ya da gerçekleştirildiğinde neler oluyor? Nasıl bir ortam oluşturuluyor? Bir yada birkaç kişinin yanlışıyla suçsuz insanlar, kulüpler, hatta taraftarların bir bölümü de zan altında kalıyor.
O şehrin günahı nedir? Taraftarların günahı ne? Ve o kulübün günahı ne? Bu çirkinliği yapanlar kendilerini çabucak kurtarıyorlar ama zarar görenler çok büyük kesim maalesef. Eti budu yerinde bir federasyon da olunca bu işi sonuçlandırmak haliyle mümkün olmuyor. Futbolun çirkinlikleri sadece bu saydıklarımla sınırlı değil. Ülkemiz genelinde kulüplerin altyapıları bir neyli güçlendi. Bunu süper ligde de diğer liglerde de görebiliyoruz.
Bunlar güzel yaklaşımlar ama benim izlenimlerim bir noktadan sonra hiçte olumlu değil. Her ne kadar kulüplerimiz gençleri toplayıp onları eğitiyorlar, hatta yıldız futbolcular bile yetiştirebiliyorlar. Buraya kadar güzel! Yetişen bu futbolcuların yarınları ne âlemde, bunu düşünen yöneticiler var mı içimizde? Nadiren Allah vergisi yeteneği sayesinde kendini kurtaranlar o kadar az ki…
Ülkemizde birilerini suçlayarak kendini kurtarma eğiliminde olan o kadar çok insan var ki saymakla bitmez. Örneğin; spor kulüplerinin hocaları, teknik direktörler günah keçisi adeta… Onları transfer ederken yağlamalar, ballamalar gırla. Teknik direktörlerini yere göğe sığdırmazlar. Bu yaklaşım da güzel sayılabilir ama fazla abartmanın da bir anlamı yok bence.
Bir yöneticinin çok ilginç ifadesine, beyanatına tanık olmuştum. ‘En iyi transferleri yaptık. Gençlerle yaşlıları kaynaştırdık, hocamızdan çok şeyler bekliyoruz…’ İlginç beyanat bu, oysa geride kalan sezonda düşmekten zor kurtulmuşlardı. Birkaç transferle şampiyon mu olacaklar? Herkesin gönlünde bir aslan yatar ama beyanatlar da akılcı olmalı. Teknik kadro, futbolcular ne yapacaklarını bilmeli.
‘Biz hocamızın arkasındayız, kredisi çok fazladır!’ Bu sözlerden sonra takımda kalan teknik direktörlere hiç rastlamadım. Bu beyanatlar uyarı da değil, ikaz da değil. Hocayı kovmakla eş değerde. Başarı da başarısızlık da eş değerdir. Hoca gidiyorsa yönetimde gitmelidir. Bu işin raconu budur.
Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA