Futbolda Terbiye Stratejisi (5)

0
61

Değerli okurlarım, ustalarımın ve bu konuda bize kılavuzluk eden büyüklerimin vecize olan sözleri kulaklarımda çınlıyor. Mükerrer olacak ama zararı yok. Aynen şöyle söylemişlerdi: “Gazeteci korkmaz. Sonuna kadar centilmendir. Bunları da mütevazı yaşamına, saygısına ve birikimine borçludur!”

Aynen bu ifadeleri kullanmışlardı. Neredeyse hepsi de rahmetli oldu. Makalelerimde onların ifadelerine yer vermek beni çok mutlu ediyor. Sporu çok severlerdi ve hep futboldan söz ederdik. İstersen söz etme. 19 Mayıs Stadı 200 metre ilerimizde ve 1. Lig’de yedi takımı olan Ankara’nın her gün bazı yöneticileri gazetemizde. Konuş Allah konuş.

O zamanın futbolu daha sıcakkanlıydı, sporcularda insanlarda aynen öyleydi. Gördükleriniz vardı, işittikleriniz, duyduklarınız ve bunlara ilaveten sorduğunuz sorulara en sağlıklı yanıtı alıyordunuz. Hal böyle olunca, dağarcığınızda iyiyse, spor özellikle futbol yazmakla biter mi? Bazı makalelerimi okurlarımı hayretle karşılıyorlar. Tamamıyla haklılar. O dönemi anlatan, örnekler vererek okurlarına sunan kişiler doğal olarak yok. Bu işler ezbere ya da yalan yanlış olmaz ki…

Bu konuda şunları söyleyebilirim ki; okurlarımın kuşkusu olmasın, sanki daha yolun başında gibiyim ya da bana öyle geliyor. Yazacak o kadar çok konu var ki. Bazı makalelerim yoğun istek üzerine ve ufak değişikliklerle ikinci kez yayınlanmaktadır. Tek nedeni budur ve okurlarımızı memnun etmek de bizim asli görevimizdir.

Dünya kupaları, Avrupa Şampiyonaları ya da diğer turnuvalar oynanmış, bitmiş ya da bitmemiş. Spor makalelerim için bunlar fazla önemli değil. Önem verdiğim konulardan en önemlisi, okurlarımı yarım asır gerilere götürüyor muyum, onlara yaşama merhaba demeden ve önceleri gelişen olaylar hakkında dağarcıklarına bir şeyler atabiliyor muyum? Bütün mesela budur bence.

Seçim olur ya da olmaz, erken ya da geç olur o da bizi fazlaca ilgilendirmez. Kimisi aba altından sopa göstererek, kimisi de konuşarak ya da kaybederek kazanır veya kaybeder. Birileri senin bileceğin iştir. Kimseyi ilgilendirmez. Genel olarak terbiye stratejisi sonradan oluşur. Yani kişilik oturduktan sonra ve eğitim de iyiyse sorun yok. Aksini düşünemeyiz maazallah.

Bu terbiye nezaket kadar ucuz bir şey yoktur ve hatta bedavadır. Nedense birçok şeyi hemen halleder. Hayret ettiniz değil mi? Kasımpaşalı bile böylesine iş bitiremez. Dilediğin kadar işini bil, kucaklayıcı olmaya çalış, bu işi insanlık adına yapmıyorsan yemezler kardeşim. Riyakârlık, samimiyetsizlik paçalarından akıyorsa, artık seni, ben bile kurtaramam. Dünyada en büyük zenginlik terbiyeli ve de adam gibi adam olmaktır. Diğerleri de önemlidir. Yüzün kızararak rahat edebilirsin. Peki, daha sonra? Belki yarın, belki yarından da yakın. Bu söz bana ait değildir.

Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here