Futbolda Sertlik ve Estetik (5)

0
76

Değerli Okurlarım, özerk bir Futbol Federasyonuna sahibiz, bu çok güzel bulunmaz nimet. Kriz, Stres almış başını gidiyor. Dünde sözünü etmiştim, şimdi de devam etmek istiyorum. Krizi var etmek de yok etmek de elimizde. Futbol dilindeki estetik zaafa uğradığı zaman, özellikle bilerek ve isteyerek bu ayırım yapılırsa, başarı denilen hadiseden söz edilemez.

Dün bir örnek vermiştim… Bir büyük takımımızın stat açılışı yapılıyor ve Avrupa’dan bit futbol takımı davet edilmiş, sporseverler özel ama güzel bir maç izleyecekler. Açılış biraz estetik olsun diye bu fedakârlık yapılmış. Maç başlamak üzereyken zamanın Başbakanı teşrif ediyor. Bundan doğal ne olabilir ki? Hepimiz sevindik, yan yana yürümenin bir reconu olmalı. Açılış kaliteli olacaktı, kreması çok pasta gibi falan.

Zamanın Başbakanı koruma ordusuyla geldi, bütün sporseverler ayakta. Biz alkışlayacaklar sandık. Hayal kırıklığına uğradık. Taraftarlar koro halinde yuhalamaya başladılar zamanın Başbakanını. O andan itibaren teneffüs edilen havada bile estetik kalmadı. Zamanın Başbakanı sporseverleri yuhalamadı ama, Kulüp Başkanını fena halde ufaladı.

Oysa bir siyasetçi böyle şeylere alışık olmalıydı. Herkes kişiliğini ve icraatını sevmediği kişiyi alkışlamak zorunda değil ki… Bu stadın sahibi siz misiniz? Bu statta Allah’ın bir kuruşu var mı? Ne hakla stadı erken açıyorsunuz?

Demek ki estetik denilen hadise o kadar hassas, narin ve zarif ki, bir anda yerini sertliğe bırakabiliyor. Gerçekten de o stadın açılışında olmasını istemediğimiz hadiseler siyasetin kriz yaratmasıyla meydana geldi. Nedense, güzel şeylere rastlamak her zaman mümkün olmuyor da, sertlikle harmanlanmış netameli yaklaşımlar sık-sık oluyor. İstemediğimiz kadar…

‘Yüzümüzden tebessümü, gönlümüzden sevgiyi eksik etmeyelim…’ Bu ifadeyi sık-sık kullanıyorum ve çok da hoşuma gidiyor. Bizlere, örnek olması gereken insanlar statlara terör estirirlerse, tribünler tabi ki boş kalır, buna paralel olarak futbolun kalitesi de doğal olarak zemine doğru yol alır.

Siyasilerin görevi, meclis koltuklarında yaptıkları gibi sporu alkışlamak olmalıdır. Fiilen müdahale etmek değil… Kişi stadın açılışını yapıyor, birisi geliyor hakarete varan nutuklar atıyor, terör estiriyor. Hem de canlı yayında, hem de anaların babaların gezleri önünde… Hal böyle olunca hangi ana baba çocuğunu maça gönderir ki? Anlamını bilmiyorum ama “Sandıkla Geldi…” deniliyor. Her zaman olduğu gibi, sandıkla gelenler, sandıkla gider. Fıtratı bu!

Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here