Değerli okurlarım, yerli ya da yabancı, hangisi olursa olsun, kötü futbolu izlemek zorunda değiliz. Çok enteresandır, hem para veriyorsun hem de stadlarda kahroluyorsun. Olmaz öyle şey, yemezler!
Ancak, yerel takımlarımızı ayrı bir kategoride tutmamız gerekiyor. Biraz da buna mecburuz. Kirli futbolun, kötü futbolun neresine neşter vurulacağını biraz anlatacağım. Kaldığımız yerden devam edelim.
Efendim, yerel takımlarımızdan İDÇ Futbol Takımını hatırlarsınız… Yıllar öncesinde İDÇspor hatta İskenderunspor da başarılı bir sezon geçirmişlerdi. İDÇspor 2. Lig “B” kategoriye terfi edilirken, İskenderunspor ise 3. Lig yolunda kıl payı direkten dönmüştü.
Düşünün ki, şehrimizin iki takımından birisi bizleri sevince boğarken bir diğeri, şanssızlığından bile olsa tüm sporseverleri hüzünlendirmişti. Bütün bu anlattıklarım futbolun mayasında ve de cibiliyetinde mevcut. Buna rağmen herkes kazanmak istiyor. Sevinmek istiyor ve de mutlu olmayı amaçlıyor. Ancak, unutmamak gerekir ki hangi spor dalı olursa olsun, sonunda iki şampiyon çıkmıyor. Her şeye rağmen, bütün şartları zorlayarak, bavullu, torbalı mutlu sona ulaşmak istersek, sonunda sevinirken hüzünleniriz. Centilmenlik olayı ortadan kalkar. Buna gerek var mı sizce?
Değerli okurlarım, televizyonda her yabancı müsabakayı izleyemiyorum. Doğrusunu isterseniz, final ve ağırlıklı maçların dışında fazla itibar etmiyorum. Fakat öyle bir an geliyor ki, damarlarım çekiliyor, dudaklarım uçukluyor, inanın. Anlatacağım o güzel yaklaşımları ülkemizde sık-sık gördüğümü söyleyemem. Görmüş olsak bile “Bir zamanlar olmuştu” deriz. Yani hasret kaldığımız ve nedense bulunmayan, biz de bulunmayan unutulmuş bir olay.
Düşünün ki, küme düşmeye aday bir takım, son maçından bir puanla ayrılsa kümede kalacak ve yeni sezonda eksikliklerini gidererek durumunu güçlendirecek. İşte bu takım 90 dakika sonunda yeniliyor ve gözyaşları içinde rakibini kutluyor. Taraftarı da farklı davranmıyor. Onlar da gözyaşları içinde! Kendi takımlarının küme düşmesine rağmen, galip takımı alkışlayarak uğurluyorlar.
Futbolun bir spor olduğunu kabul eden, üç ihtimale de yürekten inanan bu takımların ülkelerinde futbol çirkinleşir mi? Kırk yıllık gazeteci olarak bu ilkeler doğrultusunda bırakın çirkinleşmeyi, futbollarının daha da berraklaşacağına inanıyorum.
Peki, bu olaylar ülkemizde nasıl tezahür ediyor? Küme düşen takım da taraftarı da saldırganlaşıyor. Hakeme ve galip takım futbolcularına hakaretler, tahrikler ve suçlamalar. “Neden bizi yendiniz” demeye çalışıyorlar. Öyle saçma şey olur mu? Futbolu ve kurallarını bilirsen, koca bir sezon aklını kullanıp iyi çalışırsan bulunduğun küme de kalırsın. Hüznü ve de sevinci içine sindirebilirsen, sana centilmen takım derler.
Efendim, ekranlarda sık-sık gördüğümüz bu centilmence davranışlar, biz de olmadığından beni ters yönde etkiliyor. Yarın görüşelim.
Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA