Değerli okurlarım, bildiğiniz üzere futbol da sezonun hemen-hemen hiç bitmez. Yerel takımlarımızdan bazılarının (takım hocalarının) ricası üzerine belli bir süre futbolun kurallarını işleyeceğim. Doğruyu söylemem gerekirse yazılacak o kadar önemli konular var ki, darbe olayından sonra zülfiyare dokunmak istemiyorum. Zamanı geldiğinde kimin neresine dokunursa dokunsun. Yağcılığı ön planda olan kovboy dahi okusun.
Efendim, teknik, taktik, güç, dayanıklılık (kondisyon) moral ve motivasyon. Spora göbekten bağlı olan bu özellikler (kurallar) nasıl kazanılıyor. Amatör takımlarımızın hocaları bu konuda ellerinden geleni yapıyorlar gördüğüm kadarıyla. Şu aşamada gördüklerimi anlatacağım.
Mevcut zeminde toplu olarak birkaç tur atılır, adaleler gevşer, yumuşar, daha sonra kültürfizik hareketlerine geçilir ve çift kale… Sizin de tahmin ettiğiniz gibi, amatör takımlar için bundan daha iyi bir antrenman düşünülemez. Bu idman bilimsel olmasa bile, oyuncuyu maça hazırlar. Sezon başı olduğuna göre futbolcular fazla kilolarından arındırılır diye düşünüyorum.
Şöhretli futbolcular bile amatörlükten ya da belli kulüplerin altyapılarından gelmişlerdir. Eğer göstermelik değil de, ciddiye alınıyorsa alt yapılar çok önemlidir. Altyapılarına sahip çıkan kulüpler daima kazançlı çıkmışlardır. Genel olarak transferi düşünmezler, paraları kasada kalır “A” Takıma alınan genç oyuncular, üst düzey özveride bulunurlar. Takımda kalıcı olmak gösterecekleri performansa bağlıdır, en iyisini yapmaya çalışırlar. Ülke genelinde az da olsa bunun örnekleri mevcut.
Amatör takımların ve de altyapılarında görev yapan hocalara da önemli görevler düşmektedir. Antrenmanlarda eli kıçında dolaşmakla bu iş olmaz. Kabiliyetli ve yetenekli öğrencilerini yönetime bildirmek ve onlara “A” takım zemini hazırlamak gerekir. Teknik direktörler öğrencilerini doğal olarak iyi tanırlar. Onların daha fazla göze çarpmaları için antrenman saatlerini uzatmak, aşırı yükleme yapmak yanlışına da düşmemelidir. Gereksiz yüklemelerle bir futbolcunun süper olduğuna hiç tanık olmadım.
Aksine, uzun süren antrenmanlar ve gereksiz yüklemeler sonunda yaşlı gözlerle futbola veda eden çok amatör futbolcu tanıyorum. Onlar için hala üzülüyorum. Öğrencilerini tanımak, kapasitelerini bilmek bir çalıştırıcı için oldukça önemlidir. Takım kurarken ve ilk on biri belirlerken hiç zorlanmaz. Yeter ki çalıştırıcı işini ve öğrencilerini sevsin.
İyi bir oyuncusunu son yirmi beş dakikada oyuna alıyor ve tepki çekiyor. Bu tepki tamamen yanlış. O futbolcu henüz 90 dakika oynayacak kapasitede değildir ve hocası haklıdır. Çalıştırıcı sistemine göre oyuncularını bulmak zorundadır. Öğrencilerine futbolu sevdirerek, spor ahlakını aşılamak, kazanma kültürünü üst düzeyde tutmak çalıştırıcıların görevidir diye düşünüyorum. Amatör olunmadan, profesyonel olunmaz!
Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA