Değerli okurlarım, kadınların resmi ya da özel kurum ve kuruluşların en tepesinde olmalarından bir sıkıntı duymuyorum. Aksine her taraf hareketlenecek diye de seviniyorum. Sevinmek ne kelime, daha önce de söylemiştim ya, bir zamanlar başbakanımız kadın değil miydi? Kadın milletvekillerimiz, bazı genel müdürlerimiz, bazı özel kurumların müdürleri kadın değil mi?
Ayrıca, onlar riske girmeyi sevmezler, harcama alanları belli ve de sınırlı olduğundan, erkeklerden biraz daha dürüst gibiler. Buraya kadar tamam ancak hangi koşulda olursa olsun, fazla beklentileri olmadığından süreklilikleri yok. Futbol müsabakalarında bir anda fanatik üstü fanatik olurlar ama kısa süre sonra da sıradan bir sporsever olmayı yeğlerler. Bütün bunlar kadın olmalarından kaynaklanıyor.
Şu aşamada, Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Başkanı ve Merkez Hakem Kurulu (MHK) Başkanı kadın olsaydı, inanın futbolumuzda kaos biter ve hiçbir sorun yaşamazdık. Örneğin, FIFA ve UEFA Başkanları bile, muhatapları kadın olduğundan daha centilmence davranacak ve daha tavizkâr olacaklardı. Futbolumuz adına çok önemli bir fırsatı kaçırmış olduk.
Buraya kadar söylediklerim kadınların genlerinde olan yaklaşımlardır, isterlerse daha da geliştirebilirler. Bayan okurları çok mutlu olacaklarını düşünüyorum ve telefonla teşekkür edeceklerinden eminim. Kadınlarımız sosyal medyada bir araya gelip maç kritikleri yaparlarken, müsabakaların en küçük ayrıntılarını bile kaçırmıyorlar ve de göz ardı etmiyorlar. Bu çok önemli bir gelişme olmakla beraber, söylemiştim ya, süreklilik bulunmakta.
Nedeni oldukça meşru… Kadınlarımızın altın günleri var, kahve saatleri, eleştiri yapacakları mekânları derken, zamanla yarışıyorlar ve dolayısıyla oluşturdukları sosyal medyadan aheste-aheste kopmalar, ayrılmalar başlıyor. Onlara da hak vermek lazım! Altın günlerine gidemezlerse, kahve içip çevrelerini eleştiremezlerse yaşamın tadı mı olur?
Bütün bunlara rağmen başarı oranları erkeklerle eşdeğerde olduğunu samimi olarak belirtmeliyim. Onlara her zaman şükran borçluyuz. Şunları da söylemeden geçemeyeceğim doğrusu. İnsanlar (erkek olsun kadın olsun) başaracağı işe soyunmalıdırlar. Aksi halde hiç de yakışı kalmayan tenkitlere maruz kalırlar. Şimdi sizlere sunacağım gibi…
Görsel medyada ya da canlı TV programlarında, kültürü ve birikimi yerinde ve yeterli olan kadınlarımız o programları rahatlıkla izlettiriyor. Spor programlarına gelince; bu programları kimsenin yozlaştırmaya hakkı olduğunu sanmıyorum. Hiçbir birikimi olmayan, genel kültürden yoksun olan kadınların bu programlardan uzak durmaları şayanı tavsiyedir.
Özellikle spor programlarından derhal uzaklaşmaları gerekir. Spor programı yapmanın bir raconu vardır. Uzaktan yakından sporla bir ilgisi olmayan kadınların bu programlarda aktif görev almaları, doğrusunu isterseniz sıkıntı yaratıyor. Bunun sakıncalarını, nedenlerini, olmazsa olmazlarını ayrıntılı biçimde yarınki sayımızda sizlere sunacağım.
Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA