Değerli okurlarım, bir makaleye başlarken, hemen konuya girmeli mi, yoksa onu şekillendirip, olgunlaştırıp, zenginleştirerek mi yazmaya başlamalıdır. Her türlü düşünülebilir ama her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır.
Edebi konularda ve sporda iyi bir altyapım olduğunu söyleyebilirim. Beynimde muhafaza ettiğim önemli bir dokümanım olduğu da bir gerçek, zira yaşanmış olayları unutturmak mümkün değil. Son yıllarda uyguladığım yöntem okurlarım tarafından beğenildiği gibi, muhtelif ortamlarda da gündeme geliyor. Bazı vesilelerle bilgim oluyor.
Yaşam boyunca öğrendiklerimiz, hafızamızda bıraktığı çağrışımlarla, gözle görülmez bir dünya yaratır. Örneğin, bir hikayeyi dinlerken ya da okurken ses ve yazı, hafızamızdaki hayalleri canlandırır. Mesleğini seven iyi yazar dilin bu canlandırma gücünden yararlanarak asıl dünyaya benzer veya ondan daha zengin değişik bir hayal dünyası yaratır.
Bu nedenle, bir yazar, kullandığı her kelimenin, her deyimin dış âlemde veya insan hayatında neye karşılık geldiğini bilmelidir. Birçok şeyleri de özümlemiş olmalıdır. Yazılan makaleler gergin ortam oluşturmak yerine, okuru rahatlatan olumlu yönde bilgilendiren edebi yazılar olmalıdır. Okur bundan büyük haz duymalı ve de yolunun aydınlandığını anlamıdır.
Yazılan makaleler uzun yıllar sonra da okunsa yine geçerlidir ve de yol göstericidir. Makaleden amaç; okura hem bilgi vermek ve de bir gerçeği ispatlamak değil midir?
Önemli bir örnekle makale anlatımını noktalamak istiyorum. Anadolu toprağı, Türkler yerleşmeden önce de boş değildi, Anadolu toprağının özelliği şudur ki; çok insan harman olmuştur bu topraklarda. Nice dil alış verişi, nice gül, gönül alış verişi olmuştur. Doğu’dan, Batı’dan, İran Halkı, Roma Halkı kavuşmuşlardır ırmak yanlarına, Fırat boylarına!
İşgal etmişler, yenmişler, yenilmişler, nedense bu kutsal toprakları vatan edinememişler. Bir yeri vatan edinmek yürek ister de ondan.
İşte bu nedenle Anadolu insanı, İnsanlığın has gülüdür. Bu ifadeleri neden kullandığıma gelince… Birisi çıkıp bu yazdıklarımın aksini söylese yani yazsa, o yazılan yalan yanlıştır. Çünkü makale aynı zamanda bir gerçeği ispat etmektir. Bu gerçek hiçbir zaman inkâr edilemez.
Zamlarla alınan intikamdan söz ediyorsunuz. Hukuk devletinin gündüz çalışmalardan söz ediyorsunuz. Sporda ayakla düşünmenin yanlışlığından söz ediyorsunuz. Kadınların spora yaklaşımını ve anlamını istiyorsunuz. UEFA kararlarının sulandırıldığını iddia ediyorsunuz. Sporla ömür uzar mı diyorsunuz. Dostluklardan dem vuruyorsunuz. Ülkemizde futbol var mı, yok mu diyorsunuz.
Zaten bu türden soruları sizler gibi, sosyal ve medeni insanlar sorar. Dağarcığımda neler varsa dökeceğim, sizlere sunacağım.
Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA
