Futbol, Uyku ve Yaşam (3)

0
56

Değerli okurlarım,  futbol olağanüstü bir spordur bildiğiniz gibi. Statlara olay çıkarmak için gidenleri hesaba katmayacak olursak, üzüntülerin unutulduğu ve renk uğruna düşmanların bile dost olduğu çok renkli bir yerdir tribünler. Başkalarını suçlamayı sevmek bile, umutlarımızın sonlandığını anlamak bile, maaşlarımıza haciz, evimize icra gelse bile, kısa süre önce büyük bir acı gelse bile tribünlerde oturarak gönlümüzdeki renklerin galebe çalmasıyla hemen değişip, bambaşka bir insan oluyoruz.

Sadece ölüme çare olmadığını biliyoruz ve onu içimize iyice sindirerek yaşıyoruz ya yine de onu unutmamak, içimizden çıkarmamak yeterlidir diye düşünüyorum. Aleyhimize gelişen türlü olumsuzluklara katlanıyor ve oralarda çözüm de üretebiliyoruz. Bu da çok önemli bir gelişme…

Demek ki, gündem değiştirmek için futbolu istismar edenler tamamıyla haklı. Başka türlü olmaz. Futbolu gerçekten sevebilmek büyük bir kazanç hâsılı… Anlatmak istediğim, futbol tam bize göre (bir makalemde bu ifadeyi zikretmiştim). Burada yeri gelmişken bir anımı ikinci kez gündeminize getirmek istiyorum. Ölümün dışında hemen her şeye çözüm olduğunu da anlatmış olacağım ve sizler de sözlerimi teyit edeceksiniz.

Uzun yıllar önce, teknolojinin insanlara fazla bir şey vermediği dönemde, açıkçası televizyon, bilgisayar, cep telefonları ve hatta buzdolabının bile olmadığı dönemlerden söz etmek istiyorum. Pazar günleri Halit Kıvanç (unutmadan saat 13.30) bir derby müsabakası nakledecek. Ülkemizde İstanbul ligi var.

Gece maçı mı dediniz? Gece maçını kim biliyor ki neyse şimdi… Önce 13.00 haberleri spiker tarafından sunulur. Haberler de uzadıkça uzuyor o dakikalarda ama bitiyor tabi… Kulakları çınlasın Halit Kıvanç’da girişini yapıyor ve santra ile birlikte maç başlıyor. Maç başlar başlamaz, ne hikmetse olağan üstü bir cızırtı radyodan çıkarak etrafı kaplıyor.

Kocaman bir radyo, içine bir çocuk sığar, ama o cızırtı ona hiç de yakışmıyor. İnanın bana 90 dakika o cızırtıyı dinlerdik. Gol olsa bile anlayamazdık daha sonra haberlerde öğrenirdik. Cehennem azabı içinde geçen tam 90 dakika.

Futbol böylesine çekici, cazip ve enteresan bir spordur. Ondan nemalanmak isteyen demek ki haklılar! Futbol deyip de geçemeyiz. Futbol, hem sanattır ve hem de bir sanat dalıdır. O’nu enine boyuna anlatmazsak günaha gireriz. “Baharda Sevmeyen, Kışın Donar” diyor adamın biri. Nasıl anlarsanız?

Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here