Değerli okurlarım, her şeyde olduğu gibi en güzel işler, hareketler ve yaklaşımlar da insanlar içindir. Konumuza şöyle girelim dilerseniz. Bir futbol müsabakası başlıyor ve 90 dakika sonunda hakemin düdüğü ile bitiyor. Futbolcuların ve hakemlerin kurallara uyup uymadığı, iki takımdan hangisinin daha pozitif düşünüp performansını yükselttiği gözler önünde değerlendirmeler sağlıklı olarak yapılabilir. Kendi kalesine “Gol” atan oyuncu olduysa ya da ofsayttan gol veya goller yapıldıysa ve özellikle bunu hakemler görmediyse; birisi çıkıp da, buna “İlahi Kader” demez, diyemez!
Sporda durum böyle iken, ihalelere fesat karıştıranlar, başkaları adına ihaleye girenler, bu işten anlamadığı halde kendini “taşeron” ilan edenler, ihale parasını peşinen cebine indirenler sözde insanlara hizmet veriyorlar. Yollar, köprüler, futbol sahaları, özel hastaneler falan… Aslına bakarsanız, futbolumuzu yönetenler kadar, özel yerler de insanların ümüğünü sıkmaya başladı. Muhtemelen futbolcular da hastanelerin özellerine gidiyorlar ama bir göz damlası için “kan-idrar” tahlili istenmesine de çok dikkat etmeliler.
Her şeye layık olan insanlar da birazcık tuhaf değil mi? Bazı insanlar duru, berrak bir göletteki su gibidir. Taşkınlığı, akacağı yer bellidir. Yani sakin insanların sözlerinden neler kastettiği kolayca anlaşılır. Yakından tanıdığınız futbolcular gibidir. Kalitesini, performansını bilirsiniz. Bazı insanlar da, sürprize açık futbol takımları gibidir, ürkektir ama yine de ürkütücü, müsabakanın önemine göre korkutucudur da. Bunu insanlarla özdeşleştirecek olursak, bulanık ve nereye aktığı belli olmayan su gibidir.
Ne zaman ne yapacağı belli olmadığı gibi, sözlerinin her kelimesini ayrı-ayrı değerlendirmek gerekir. Futboldaki dış politika gibi, milli çıkarın tanımı gibi! Savaşmayan asker (askerlik yan gelip yatma yeri değildir) gibi!
Biz millet olarak “O Anı” yaşamayı ve ondan haz duymayı sevenlerdeniz. Bu duygunun hoşa gitmeyecek ya da göze batacak bir tarafı yok. Dün yaşanmıştır, yarınların garantisi yoktur. Bu nedenle de yaşadığımız günü olağanüstü değerlendirmeye çalışıyoruz.
Unutmayalım ki, futbol sahalarında çıkan olayların, galibiyetlere sevinmenin, yenilgilere üzülmenin tek nedeni de bu olsa gerek diye düşünüyorum. Çünkü yarının garantisi yok, ne varsa bugün ve elimizden ne gelirse bugün yapalım diyorlar ya da bana geliyoruz!
Ülkemizde, sevinerek söylemeliyiz ki hayırsever vatandaşlarımız bir hayli fazla. Öyle bir an geliyor ki, ortalık nohuttan kömürden geçilmiyor. Yarınların da garantisi olmadığından kimsede bu bedava gelenlere hayır demiyor. Yaşam bugün için devam ediyor, yarın meçhul!
Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA