Değerli Okurlarım, dünden devam ediyorum. Bir insanda Allah korkusu olmazsa, o kişiden her şey beklenir. O tür insanlardan yüce Yaradan bizleri korusun, esirgesin. Yıllar önceki o meşhur kaset olayı var ya o kaseti yapanlar da, internette yayınlayanlar için de sadece bir şey söyleyebiliriz. Bu büyük bir ahlaksızlıktır. Bunu yapanlar, bu günahın altından nasıl kalkacaklar bilemiyorum.
O kişi, kimseyi suçlamadan, bir imada bulunmadan istifa etti. Kendi kurumuna sorun yaratmadan ve kimseleri de tehdit etmeden! Bir imam şöyle düşünebilirdi ama düşünmedi… O imam neler düşünebilirdi: O sporcu ruhlu kişi zor durumda kaldı, meseleyi unutalım diyebilirdi… O da bir insan, insanlara karşı, ailesine karşı ve de kurumuna karşı zor durumda kalmıştır diye bir empati yapma nezaketini göstermedi.
Bu kaseti tertip edenler işlerinde bayağı ehliymiş, sesimizi yükselterek onları daha da şımartmayalım. ‘Bunun suç olduğunu bilsinler’ demedi. Keser döner sap döner, bir gün gelir, imam olmama rağmen, benim de başıma bir çorap örerler demediği gibi, bunu düşünmedi bile… Benim Allah’ın izniyle siyasi ve sportif nezaketim ve de ahlakım yerinde, düşene bir de ben vurmayayım diyemedi. Allah düşündürmedi!
Bunları yapmadı ama daha sonra neler yaptı dersiniz? O kaset tabi ki yok sayılamazdı ve gereği de spor adına yapıldı. Suç neydi? Hırsızlık, yolsuzluk yok! Trilyonluk ihaleler söz konusu olamazdı, ayakkabı kutuları da yoktu! Pazarlık, kamu malı, apartmanlar, villalar, havadaki, karadaki filolarda yoktu. Bunların hiçbirisi yoktu!
Peki, ne vardı o zaman? Namuslu bir sporcu için kabul edilemez bazı görüntüler vardı. Bu görüntüler, sporcu ruhlu dürüst bir insanın istifasına yetiyordu. Öyle de oldu! Şimdi, hakemlere, sporculara, futbolculara hakaret eden, diline dolayan o zamanın delikanlı basını, yeni kasetler hakkında gerçeği yazmıyor, kem-küm ediyorlar. Neden o imamın üzerine gitmiyorlar. Bırakın üzerine gitmeyi, ona yağdanlık oluyorlar. Gerçeği bildikleri için konuyu kapatmaya çalışıyorlar. Yazılı ve görsel basının çok büyük bölümü o imama kendini satmış durumda.
Bir zamanlar göklerdeki kartal misali olayın üzerine giden ve istifa şarttır diyen o delikanlı basın neden şimdi kafasını kuma gömüyor ki? Basın ve basın mensupları korkak ve riyakâr olamaz. Bu yakışmaz, sporculara saldırmakla da bir yerlere varılamaz. Montaj, dublaj, şantaj demekle acaba diyorum mangıraja mı çağrı yapıyorlar. O mangıraj imamlarda çok! Zaten sıfırlamaya çalışıyorlar. Herkese yetecek kadar mevcut. Yeter ki basın yağcılığını yapsın. Yeter!
Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA