Değerli Okurlarım, oldukça ilginç bir milletiz, ne zaman ne yapacağımız belli olmuyor. Sağ gösterip ¡sol vurmayı beceremeyiz ama ekmek paramızı maç biletine yatırmayı çok iyi biliriz. Futbol aşkı bu kolay mı? Okumayı sevmiyoruz, çalışmaktan nefret ediyoruz, yardımlaşma sıfır altı seyrediyor, hesap sormayı da beceremiyoruz, bizi sömürenleri baş tacı ediyoruz hatta, falan…
Varsa yoksa futbol! Bu sporun ayakla da ilgisi kalmadı. Çünkü oturduğun yerde, yattığın yerde şampiyon oluyorsun. Takımın gol atıyor, siz bir duble rakıyı fondip götürüyorsunuz ve oraya sızıyorsunuz ama sabah uyandığınızda bakıyorsunuz ki şampiyon olmuşsunuz. Takımınız attığı o golün üstüne yatmış ve maçı kazanmış.
Kolu sarılı bir fanatiğe sormuşlar; “-Koluna ne yaptın, kaza mı geçirdin?” “Yok, takımım “GOL” attı…” “-Bu golü kolunla mı attın?” “Hayır, takımım gol attığında ayağa fırladım ama kolumu çok kötü sallamışım, akvaryum kırıldı ve kolumu cam kesti…”
Futbol için ayak yeter mi? diyorum ya, burada gol vuruşunu yapan ayaktan söz etmiyorum. Ellerinin dışında nerenle gol atarsan at geçerlidir. Dizinle, kalçanla at, göğsünle, belinle ve hatta poponla at hepsi geçerlidir ve tabelayı değiştirir. Futbolda ayak, tüm güzelliklerin onun üstünde bine edilen, statların aşık müşterileri, sporseverler ve fanatiklerdir.
Dünyanın bütün ülkelerinde, yapılan ve yapılacak olan tüm tesisler, statlar, kapalı spor salonları ve hatta tenis kortları, yazlı ve kışlı kayak alanları, soruyorum size, ne için ve kimler için yapıldı? “Spor yapılsın diye yapılmıştır” diyenleriniz olacaktır belki. Bunların hepsi de, sporseverler için yapılmıştır. Seyircisiz bir müsabakanın tadı tuzu olur mu? Cezalı olmaları nedeniyle, bazı futbol takımlarımız seyircisiz oynamak zorunda kalıyorlar. Ne kadar anlamsız, ne kadar heyecansız oluyor değil mi?
Ayak olarak tabir ettiğim ve her şey onlar için ifadesini kullandığım ve yağmur-çamur, sıcak-soğuk demeden tribünleri dolduran, renk aşkına saatlerce ayakta duran ve tezahüratta bulunan, üstelik parasıyla müsabakaları izleyen o cefakâr ve vefakâr sporseverlerin hakkı ödeşilemez. Futbol için ya da spor için ayak yeterli mi diyorsam, altını çizerek bu insanları gündeme getirmeye çalışıyorum.
Bildiğiniz gibi, ayak olmayınca bir yere gidilmez. Koşmasa da, istikrarlı yürür, hedefine gecikmeli de olsa varır. Futbolun ayağına yani taraftar konusunu bu kadarla geçiştirmeyeceğim. Bazı okurlarımın da arzuları doğrultusunda, önümüzdeki günlerde tekrar gündeminize getireceğim. Ayaklar bizi taşıyor ama bizim hesabımız başlarla! Yarın…
Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA