Değerli okurlarım, sporun tüm dalları spordur ama futbol nedense spor değildir. Futbol bir sektördür, futbol bir aynadır. Futbolun bir sektör olduğu tamam da neden aynadır, kimin aynasıdır? Kimler orada kendini görebilir? Bir milletin ne olduğu futbolundan anlaşılır oldu. Ne yapıyorlar, ne ediyorlar, ne yiyip ne içiyorlar, kimsenin buna aldırdığı yok. Varsa yoksa futbol.
Kimse farkında olmayabilir ama hiçbir şeyin kendi mecrasında akmadığı bir süreçten daha geçiyoruz. Şikeler, teşvik primleri, küfürler, zılgıtlar bir birini takip ediyor. Görsel ve yazılı basından edindiğimiz bilgiler yetersiz, kâfi gelmiyor. Doğruluğundan da emin değiliz. Kimin eli, kimlerin cebine? Kimler rezil, kimler vezir? Kimler suçlu, kimler aklanmış? Hani, bazı beceriksiz erkekler sözüm ona çorba yapmaya kalkarlar. İçinde tüm sebzeler vardır, tüm baharatlar eksiksiz içindedir. Bu nedir diye sorsanız çorba diyecektir. Adı olmayan bir çorba! Aslında sancılı dönemden geçiyoruz ama çorba gibi bir dönem dersek daha isabet etmiş oluruz.
Öyle bir ortamdayız ki, önem verdiğimiz değerlerimiz, ahlak kavramlarının, saygının, terbiyenin içi boşaltılmış, değerlerimiz amatör kümeye düşürülmüş, şerefsizlik, namussuzluk açık ara süper lige terfi ettirilmiş. Aslında, anlatmaya çalıştığım bu şeylikler sadece futbolumuzda değil, bu gerçek hayatın her alanında gözle görülür biçimde yoluna devam etmekte ama ille de futbol ve ona yönlendirenler!
Daha önce de söylediğim gibi, bir ülkenin gerçeğini futbol kadar açığa çıkaran, yansıtan başka hiçbir şey düşünülemez. Bu kural hiç değişmedi ve istikrarlı biçimde devam ediyor. Futbolcu karakteri yeşil zemin üzerinde, yöneticilerin ki ise, müsabakalardan önceki basına verdikleri beyanatlarla açığa çıkıyor. Ülkemizin değişmeyen gerçeği işte bu!
Futbolda, bir zamanlar kimleri baş tacı etmiştik? Hepinizin çok iyi bildiği gibi, Lefter Küçükandonyadis ve Metin Oktay ve de o iki merhumun kulüp başkanları… Bir de, sahalarımızın Mehmetçiği Basri Dirimlili. Kafasına aldığı bir darbeyle ve atılan sekiz dikişle maça devam eden, kaza bile olsa kendini sakatlayan rakibine bakmayan asil insan. Ben bu muhteremleri delikanlılık dönemimde izleme şansını yakalayan şanslı sporseverlerden biriyim.
Futbolun asaleti o dönemde tavan yapmıştı, saygı terbiye üst düzeyde idi. Şimdi ise, küfürbazlar, tekmeciler baş tacı edilirken, kulüp başkanları da ekrana yansıyan çirkin sözleri ve duruşları ile gündem oluşturuyorlar. Bu saydıklarım, karanlık bir geleceğe doğru hızla sürüklenen bir toplumun elem verici, yalın trajedisinden başka bir şey değildir.
Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA