Günaydın sevgili okuyucularım nasılsınız bu sabah? (Cumartesi sabahı) Hava kapalı, fırtına dışarıda tozu dumana katmış önüne gelen her şeyi silip süpürerek ilerliyor. Alerjisi ve astımı olanlar için dikkat gerektiren bir hava. Doğrusu bendenizde kendimi koruma adına yağmur yağana dek başımı pencereden dışarı bile çıkarmayacağım. Ve havanın tozunu dumanını kendim için bir fırsat durumuna dönüştüreceğim. Madem dışarı çıkamıyorum o zaman bir tarafta okunmayı bekleyen kitaplarımı okuyabilirim. Ve yeni başladığım romanıma dalabilirim. Ve kendime biraz şiir okuyabilirim.
Tavsiye ediyorum çünkü bazen insan, kendi, kendi ile yalnız kalmak ister. Ama bir türlü kendine zaman ayıramaz bir sürü bahane bulur. Çünkü kendi, kendi ile yalnız kalmadığından şikayet ederken aslında bundan korkar! Ve bu yüzden bu havaları sıkıcı bulur, bir şey yapmak istemez canı! Bizde sıkıntılı olanlar için kendimize okuduğumuz şiirleri paylaşalım o halde. Güldüğümüz birkaç fıkrayı da. Belki iyi gelir diye. Ve sevgili okuyucularım şimdilik sağlık ve sevgiyle kalalım hep birlikte ayrımsız gayrımsız. Yase
& & & & &
Bu Da Öyle Bir Aşk
Sırtımda çıplak
Islak nefesin
Bi gidip bi geliyor
Biz senlen yatmıyoruz ki
Yaşamıyoruz da
Hep yarışıyoruz
Sen mi ben mi
Önce kim
Ölümü öldürecek diye
Can YÜCEL
Günün Şiiri
Pülümür’ün Yaşsız Kadını
Pülümür’ün bir dağ köyünde gördüm onu
yaşını sordum bir giz gibi güldü
kimi seksen dedi köylülerden kimi yüz
yüzüne baktım bir giz gibi güldü
bir asa vardı elinde
bir solmuş krallığın
kadifeden harmanisi üzerinde
bir Hititliydi o bir Selçukluydu
bir Ermeniydi bir Kürttü
bir Türk
yaşını sordum bir giz gibi güldü
koluma girdi bir soylu kadınca
tozlu köy yolunda sürüyerek eteğini
beni tek gözlü sarayına götürdü
köy yapısı kulübesinin
zamanı onda yitirdim ben
yitik zamanlara onda eriştim
en soylu yoksulluğun toprak döşeli sarayında
bir taç gibi kondu başıma Türkiyeliliğim
Bülent ECEVİT
Günün Fıkrası
Adam Trabzon’un maçına gitmiş. Aldığı bilet tribünün en uzak köşesinde. Yerine oturmuş ve ilk yarıyı güç bela seyretmiş. O arada ön tarafta tam ortada bir koltuğun boş olduğunu fark etmiş… Devre arasında sıralar arasından geçip o boş yere ulaşmış. Yan koltuktaki Temel’e sormuş: “Burası boş mu?” “Boş…” “Nasıl oluyor bu tıklım tıklım dolu statta boş yer kalmış…” “Orası eşim Fadime’nin. Aylar önce bu maç için bilet almıştık. Ama eşim vefat etti…” “Çok üzüldüm. Ama dost ve akrabalarınızdan birine neden vermediniz bileti?” “Onların hepsi şu an cenazede…”
Günün Sözü
Biraz bilmek tehlikelidir. Ya derinliklerden iç ya da bilgeliğin tadını tatmaya kalkma! Çünkü sığ sular beyni zehirler, bol sular insanı temizler.
Pompey