Değerli okurlarım, dünkü sayımızda Fatih Terim’i bilimsel bazı olaylarla özdeşleştirmeye, örtüştürmeye çalıştım. Örneğin suyun 100 santigratta kaynadığını ama bunun dağ başı, deniz seviyesinde ve mevsimsel etkinliklerin de olaya etkili olacağını anlatmaya çalıştım. Umarım anlattığım gibi anlaşılmıştır. Fatih Terim olayını tetikleyenler de var. Herkes ısrarla soruyor. Neyi soruyor biliyor musunuz? Siyasiler neden spora karışıyorlar? Neden sporu yetkililerin inisiyatifine bırakmıyorlar? Bu aşamada TFF’nin atamalı başkanından söz etmek bile istemiyorum.
Kasımpaşalı arkadaşım diyor ki; “Fatih Terim Milli Takımın başına geçmeli.” Bu ne demektir, anladığınız gibi, Fatih Hoca, takımını bırakacaktır. Zaten öyle de oldu. Belki de tehdit etmişlerdir. Ülkemizde tek söz sahibi olan Kasımpaşalı bütün kurumları susturduktan sonra Fatih Terim’i mi susturamayacak?
Fatih Terim’i nasıl tanıdık? Uzun yıllar önceydi ve o zaman çok genç bir gazeteciydim. Adana’da bir işim vardı ve birkaç arkadaşla oraya geldik. Vaktimiz müsait olduğundan Adana Demirspor’un antrenmanını izlemek istedik. Yirmiden fazla futbolcu antrenman yapıyordu. Dakikalar ilerleyince bir futbolcu ama çok genç bir futbolcu dikkatimi çekti. Dayanamayıp sordum; kim bu futbolcu? Bu futbolcu Adanalı Fatih Terim dediler. Forvet hattında golcü konumundaydı o genç adam. Siyah dalgalı saçlı ve çakmak bakışlıydı. İçimden kısa süre sonra bir büyük takım bunu kapar dedim. Gerçektende öyle oldu ve Galatasaray bünyesine kattı.
Bu ünlü futbolcu gösterdiği üstün performansla hem Galatasaray’ın ve de milli takımımızın kaptanı olarak futbolu bıraktı. Anlatmak istediğim, uzun yıllardan beri Türkiye’de ve Avrupa’da sözü edilen teknik direktör Fatih Terim’den söz ediyorum. Hani namaglûp olarak UEFA Kupasını ülkemize getiren Adanalı Fatih Terim’den söz ediyorum.
Başka Fatih Terim var mı? Ben söyleyeyim. Başka Fatih Terim yok. Galatasaray Yönetimine söyleyeceklerimi yarınki sayımıza saklıyorum. Bir ya da iki ay içinde bir dinden gençlik yaratılıyor. Kasımpaşalı Ata’sını saymayan, içi kinle dolu, uzaktan kumandalı, yaptığı yanına kalan, din istismarını iyi beceren bir gençlik istiyor. Kutsal sözlerle dünyanın birçok ülkelerinde olaylarla ilgisi bulunmayan, ya bir markette alış veriş yaparken ya da bir stadyumda futbol maçı izleyen binlerce günahsız insan yaşama veda etti.
Hem dindar olacaksın, hem de kindar olacaksın. Neden böyle, bunun ortalaması olmaz mı? Olamaz, çünkü Kasımpaşalı hiddetli, kindar, balyoz gibi kanunu hiçe sayan bir gençlik istiyor. Ata’sını, vatanını bayrağını sevmeyen, gözü kan bürümüş bir gençlik nasıl yaratılıyor anlamakta güçlük çekiyorum.
Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA
