Tarih boyunca insanlığı mahveden öyle hastalık virüsleri olmuştur ki, çok Kavimi ve Milleti kırmış hatta süpürmüştür. Ama insanoğlu tüm bu virüslere ve hastalıklara çare bulmuştur. Çağımızda tek çaresi bulunmayan iki virüs insanlık için çok büyük tehlike olmuştur.
Birincisi, HİV virüsü ki, çığ gibi büyümekte ve insanlık için tehdit oluşturmaya başlamıştır. Bunlar cinsel sapıklıkların ve şehvete ölçüsüz esir olanların gayri ahlaki ve insanlık dışı ilişkilerin sonucu olduğu tıbben tespit edilmiştir. Tarihte bu kötü hastalık nedeniyle ilahi adaletle birkaç kavim yok olmuştur. Bu hastalıktan korunmak mümkündür. İnsan gibi ve Tanrının emirleri doğrultusunda tatlı ve düzenli bir hayat yaşamaktır.
İkincisi ve en tehlikeli olanı ise, bir Milleti tarihten silebilecek güce sahip olan ETNİSİTE virüsü ki, ülkemiz maalesef buna yakalanmıştır. Bu virüs o kadar çok tehlikeli ki; İç çatışmayı, düşmanlığı, ayrılıkçılığı ve amacı için her türlü yolu mubah kılar. Bunun İslam’da olmadığı gibi, diğer dinlerde de yeri yoktur. İşte bu hastalıkla kıvranmaktayız ve oldukça amacı doğrultusunda epey mesafe almıştır.
2002 yılsonu iktidar değişikliğinden sonra, ne hikmetse ihtiyaç olmadığı halde, çoğunlukla iktidar olunduğu halde etnik kökenlerin araştırılmasına girilmiştir. Hiç bir kimsenin ihtiyaç duymadığı halde, TÜRK kimliği altında tüm insanlar huzur içindeyken, ‘Sen Türk’üm diyemezsin, yoksa diğerleri de kendi kimliğini ortaya koyar’ diye, yara olmadığı halde, kaşıya-kaşıya yara açılmıştır.
2009 yılına kadar Türk’ü, Kürt’ü, Çerkez’i, Boşnak’ı, Abaza’sı, Çeçen’i, Gürcü’sü, Alevi’si, Sünni’si, Dürzü’sü, Kıpti’si, Yahudi’si, Hıristiyan’ı, hadi bu hastalığa Hanifi, Hambeli, Şafii, Maliki, Şii diye mezhepleri de kat, oldu 18 etnik gurup. Bunu önce 28 daha sonra 36 etnik gurup diyerek, on yıl boyunca her gün birçok kanallara flaş haber olarak saya-saya bu hale gelindi.
Bu haberler, AB(D) desteği, pislik PKK terörü desteği ve özellikle Evet/Hayır ile Milletin Milli ve Manevi duyguları da istismar edilerek büyük destek gördü. 12 Eylül’den hesap sorulacak, İslam Kardeşliği tesisi, Pehlivanlıoğlu duygu sömürüleri ile necip millet maalesef referandumla “ayrışma” durumuna geldi.
Devamlı dillendirilen etnik köken guruplarını ondan yukarı çıkarabilene ödül vermek gerekir. Sn. Başbakanımızın başlangıçta bunları sayarken art niyetli olduğunu düşünmek mümkün değildir, o bir T.C. Devletinin Başbakanıdır ama bu virüsün tehlikesini bilmek ve iyi düşünmek gerekirdi.
Öyle sanıyorum ki ne kadar tehlikeli duruma geldiğimizin farkında olmalı ki, Baldıran Zehri, taş altına el koymadan bahsetmektedir. Hâlbuki benim bildiğim kadar Sn. Başbakanımızın içeceği zehir değil, her derdin kaynağı ZEMZEM olmalıdır. Mevla’m, bu İslam’ın bayraktarı olan Türk Milletini korusun ve yüceltsin diyerek, hoşça kalın, Allah (cc)’a emanet olun ve ay-yıldızlı bayrak asın.
e-mail: nurettincan1453@hotmail.com