Değerli okurlarım, biz insanlar zor anlarımızda sevecen olur ve Allah’ı hatırlarız.Bu yanlışların şu ana kadar hepimize hiçbir yararı dokunmamıştır. Olacağın önüne geçemeyiz ama dikkatli olmakta fayda var tabii! Evet, ağır travmalı hastamız ameliyata alındı ve başarılı bir ameliyattan sonra odasına alındı. Hasta sahiplerinin bu aşamada yapacağı şey, samimi olarak hasta için dua etmek. Yapılacak en mantıklı şey de budur.
Doktorların yapacağı ise, ameliyattan sonra hastanın bilincinin açılıp, dinlenmesini beklemek olacaktır. Hasta kendine geldikçe organlarından birinin travma sonrası hareket etmediğini gördüğünde son derece üzülür içine kapanır. Hasta yakınları işte bu aşamada duygu ve düşüncede engelli olmamaları gerekmektedir. Hastalarına psikolojik destek olmaları şarttır.
Hastadan daha fazla üzülüp, olumsuz görüntüler sunmaya gerek var mı? Yani, hastaları ameliyata girmeden, acil servisteyken söylediklerini, dualarını unutur, hastadan da hasta olurlar. Simsiyah bir tablo ortaya çıkar ki sağlığın rengi de hiçbir zaman siyah değildir. Gönül ister ki, müsabaka esnasında futbolcular sakatlanmasın, insanlar kazasız belasız ömürlerini tüketsinler. Olumsuzluklarda olacak, yaşanacak, onlarda yaşamımızın bir parçası.
Hangimizin başına bir kaza gelmeyeceğini söyleyebiliriz. Tribünde otururken, taraftarlar arasında yaşanan yabancı madde atışlarında, alış verişinde, bir cisim size isabet ediyor. Maça gitmeseydim bu kaza olmazdı demeyin. Adam balkonunda oturuyor ve stattan çıkan magandaların kurşununa hedef oluyor. Balkonda oturmak yasak mı? Falan..!
Gerek muhtelif yerlerde, gerek futbol müsabakalarında, başımıza ne gelirse gelsin,“Olmasaydı daha iyi olurdu” duygularını taşımakla birlikte, “Bundan sonra ne yapabilirim? Nasıl başarıp mutlu olabilirim, kendi ihtiyaçlarımı giderebilirim?”yaşam felsefemiz bu olmalı, çevremize de bunu benimsetmeliyiz. Bu anlattığım olumsuzlukların hiç birisi yaşanmadan, bir ebeveyn olarak çocuklarımızla yakından ilgilenmeliyiz. Gerçi Kasımpaşalı üç çocukta ısrarlı ama o sizin bileceğiniz bir şey.
Çocuklarınızın elinden tutup kapalı spor salonlarına götürün, örneğin bir basketbol oynamayı ya da her hangi bir şey paylaşın. Genel olarak bunları hiç birimiz yapmıyoruz ve hatta denemiyoruz bile. Eğri oturup, doğru konuşalım. Sevincimizi dostlarımızla yeterince paylaşabiliyor muyuz? Zamanımızı ne kadar verimli kullanabiliyoruz? Hangimiz eksik olan bir şeyleri görüp onu spor, sanat, edebiyat vb. alanlarda hem kendimiz için hem de toplum için geliştirmeye çalışıyoruz?
Çocuğun karnını doyurup, cebine para koyup çocuğu okula göndermek bana göre eksikliklerle dolu bir yaklaşımdır. Çocukla yakından ilgilenmek, kişilik oturmasına büyük etkendir. Sporu sevdirmek de, onu özellikle kötü alışkanlıklardan uzaklaştırır. Sporun faydaları çoktur. Ancak, çocuk obez olduktan sonra, rejim yaptırmak, spora yöneltmek günümüz koşullarında ne kadar faydalı olur bilemiyorum. Ağaç yaş iken eğilir!
Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA