Değerli okurlarım, görev yapmak ve bunun hakkını verebilmek önemli bir hadisedir bana göre. Sporun tüm branşlarında olduğu gibi, futbolun da önemli yanlarına, hayatta olsun ya da olmasın, efsane olmuş sporcuları gündeminize getirmeye özen gösteriyorum. Ayrıca, bilgiler sunmaya çalıştığım o efsane olmuş sporcuların hepsini yakından tanıyorum. Neler yazmışsam sonuna kadar doğrudur. Okurlarımın bu konuda çok hassas ve dikkatli olduklarını düşünüyorum. Eskilere ait sorulan sorular ve birçok makalelerimin tekrar yayımlanmasını istemeleri ilgilerini göstermektedir.
Geçenlerde engelli kardeşlerimizden bazıları, bana uzaktan seslenerek şu şekilde teşekkür etmişlerdi. “Öcal Hocam, bizler o dönemlerde hayatta değildik, daha doğmamıştık. Fakat anlattığın sporcular hakkında öyle ayrıntılara giriyorsun ki, onları tanımış gibi oluyoruz. Teşekkür ederiz…” Değer verdiğim o engelli kardeşlerimin teveccühlerine teşekkür ederim. İltifatlarını burada yazma gereği duymuyorum.
Bütün bunlara rağmen karşılaştığım engelli kardeşlerimin siteminden geçemiyorum. Onlar sitem ediyorlar ama ben onlara sitem edemiyorum. Çünkü onları çok iyi anlıyorum. Yıl içinde düne kadar üç kez onlar için yazıyordum. Öyle sanıyorum ki bunu dörde, beşe çıkaracağız. Bence hiçbir sakıncası yok. Onları gündemde tutmak benim de gazetemizin de (İskenderun Gazetesi) mutluluk kaynağı olacaktır.
Engelli olmak ne ayıptır, ne de suçtur. Anadan doğma da olabilir, sonradan da o şanssızlık yaşanabilir. Engelli kardeşlerim hakkında bir şeyler yazarken, onlarla birlikte nedense engelli sporcular aklıma geliyor. Zaten unutmam da mümkün değil.
Onların spor yapmalarını izlerken ya da soyunma odalarına giderken bir tuhaflık hissediyorum onlarda. Buna kompleks denilse bile, ben onların üstüne kondurmuyorum. Onlar spor alemine insanlık dersi veriyorlar. Onların bu duygusal yaklaşımları tarihe geçecektir. Bunu doğal bir hadise olarak kabul ediyorum.
Müsabaka esnasında düşen arkadaşını birinciliği yitirme pahasına yerden kaldıran kaç engelsiz sporcu var? Bana göre hiç yok. Hatta onlar yarışırken birbirine zarar vermeye çalışıyorlar. Ne kadar komik değil mi? Engelli olmanın suç olmadığını sık-sık söylüyorum. Yeter ki kafadan engelli olmayalım. Çevremizde, şehrimizde, ülkemizde ve dünyada o kadar çok kafadan engelli var ki saymakla bitmez. Siz müsterih olun!
Yine de, o kafadan engellilerin, sizin sporda gösterdiğiniz başarılar karşısında şapka çıkardıklarını da burada belirtmek isterim.
Mutlu olun mutlu kalın… SAYGILARIMLA