Değerli Okurlarım, bıyığın, dövmelerin hiç de yabancısı değiliz, yaşamımızın her döneminde gördük. Çocukluğumuzda yalnız kadınların dövmesi bulunuyordu. Dövme ve Kına yakmak bir lükstü kadınlarımızda. O zamanlar kozmetik sanayinin adı bile olmadığından yeşil sabun kullanmak krem yerine geçiyordu. Bunu Nenemden duymuştum. “-Oğlum, Kadınlar güzel olmalı…” Aynen böyle söylemişti nenem. Biraz modernleşince “Babaannem” demeye başladık. Dünya böyle, her şey değişiyor.
Dudağının altında bir dövmesi vardı nenemin. Kürtçe konuşan kadınların bile dövmesi vardı. Ayrım yoktu demeye çalışıyorum. Zaten o zamanlar insanlar arasında ayrım yoktu ki. Yani Türk-Kürt sorunu hiç yaşanmadı.
Sporculara gelince, vücutlarının büyük bölümü, göbekten yukarı dövme kaplı. Göbekten aşağısını görmüyoruz, belki oralarda da vardır. Muhtemelen görünen yerler daha da cazip geliyordur kim bilir. Futbol oynadığımız dönemde bazı ağabeyler bıyık bırakırlardı. Nedeni sorulduğunda, “Heybetli Görünelim” dererdi. O günün koşullarında olabilir belki ama şimdilerde sakal-bıyık birbirine karıştı. Bizde de büyük bıyık var ama kimseye heybetli gözükmüyoruz.
Ancak, sakal-bıyık özellikle sakal birden bire patladı. Merak olur, Modaya uyulur, reklam için yapılır bunlara eyvallah diyoruz. Ancak kafa kesen, tecavüz eden bir sağ örgütün konumu örnek alınıyorsa bu çok tehlikeli. Gerçi sahalarımızda dört parmağını gösteren futbolcular var ya, azınlıkta olmaları sevindirici.
Sakal bıraktığım dönemde, Alevi yoldaşlarım beni Hz. Ali’ye benzetmişlerdi. Böyle bir benzetme yapıldı diye ömür boyu sakallı gazeteci değildim. Benimkisi ideolojikti. Gerçekçi olmamız gerekirse, sakalın-bıyığın yakıştığı sporcular da var. Onları birazcık konumuzun dışında tutuyorum. En azından görüntülerine zarar vermiyorlar. Sakal uzatan öyle futbolcular var ki, tesadüfen bir köşe başına otursalar, inanın gelen geçen sadaka verir. Öylesine çirkin ve zavallı oluyorlar. Biraz da insan kendine yakışanı yapmalı.
Yüzündeki yara bere sakalla kapanmaz. Çok hevesliyse estetik cerrahi hazır, sanki paraları mı yok. Yüzünde tüy-tüs yok. Fakat birkaç tüy var bir yerlerde. İşte aylarca çıkacak sakalın yolunu gözlüyor. Çıksa n’olur, çıkmasa n’olur ama bir özenti var ya işte onu mutlaka yapmak istiyorlar.
Acaba diyorum, bu çocukları birileri uyarmıyor mu? Birileri çıkıp; “Bu saç-sakalla zibidilere benziyorsunuz. İŞİD cellâtlarıyla aynısınız” demiyor mu? Demezlerde. Futbolunu oynuyorsan onlar için saçın sakalın bir sakıncası olmaz. Niye olsun ki… Arkası sırlı camlar vardır, ayna diyorlar. Demek ki onlar o sırlı cama bakmıyorlar. Eğer samimi olarak baksalar şunları düşüneceklerdir.
“ Yav ben şey gibi olmuşum, şeylere benzemişim…” diyeceklerdir. Bundan kesinlikle eminim. Namaz kılda, sonra ne yaparsan yap diyenler gibi, onlarda futbollarını oynasınlar da daha sonra ne yaparlarsa yapsınlar. Saç sakal mı bırakırlar, dövme mi yaptırırlar, hepsini bir arada mı düşünürler önemli değil.
Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA