Değerli okurlarım, hepimizin bildiği gibi, insanlar güzel görünmeyi yeğler, fit vücuda sahip olmak ister. Bunun koşulları oldukça basittir ama nedense biz onu güçleştiriyoruz. Nasıl mı? Anne, baba olanlar beni daha iyi anlayacaklardır. Çocuklarımız bizim için çok değerlidir. “Onlar yarınlarımız” diyoruz ya. Bu nedenle, “Aman oğlum şunu çok ye, aman kızım şunları tüket” öyle demez miyiz? Daha sonra çocuklarımız Obez oluyor. Demek oluyor ki, bu beslenme işine çocuklarımız 1,5-2 yaşlarında iken başlamamız gerekiyor. Bu güzel alışkanlık yetişkin olduklarında da devam eder gider.
Yani, mide fazla büyümüyor, sindirim güçleniyor. Onların hangi yaşta olurlarsa olsunlar aşırı şişman, obez olmaları söz konusu değildir. Bir örnek vermek istiyorum. Obeziteden muzdarip biri aynen şunları söylüyor: “…Ailelerimiz büyük tabaklara koydukları yemeklerle, taze ekmeklerle önce şişmanlatıyorlar güzel gözükelim diye, şimdi ise şişmanlığın neredeyse bir kusur olduğunu söylemeye çalışıyorlar. Ben iş bulamıyorum…”
Bu acı itiraf ve serzenişten sonra yakın bir arkadaşı şu soruyu yöneltiyor. “-Neden tedavi olmuyorsun?” Aldığı yanıt çok ilginç! “-Ben mutlu olmak istiyorum.”
Bu diyalog, sağlıklı yaşam endüstrisinin ve algısının bir sonucu… Standart görünüm (Fit vücut) ile üretkenlik arasında kurulan bağ, sağlığın biyo-ahlaki değerlendirilmesine yol açıyor. Hal böyle olunca, standart görünüme sahip olmak isteyenler için bir “uğraşa” dönüşen sağlıklı yaşama aslında sendrom ve takıntı halini alıyor.
Sağlıklı yaşam algısının kendisine has bir endüstri (yani yaşam koçluğu, beslenme ve diyet uzmanlığı, psikolojik destek birimleri vs.) yarattığını, arzların ve taleplerin de bu piyasayı hareketlendirdiğini de söyleyebiliriz. Sizce de öyle değil mi? Her köşe başında bir spor salonu var ve bazıları burunlarından kıl aldırmıyor. Ancak, çok azı bu işin erbabı ve tecrübesinin karşılığını görüyor. Birçokları da dükkân kirasını nasıl vereceğiz diye düşünüyor. O türden mekânlara da, açıkça söylemem gerekirse, parası olanlar gidiyor.
Aslında, spor salonlarına gidenlere sözümüz yok. O salonlardaki uzman kişiler gerekli bilgileri sunuyorlardır. Birkaç yeri tanıdığım için kesin konuşabiliyorum. Biz önerilerimizi tüm insanlara açık havada yürümek isteyenlere tecrübelerimizi de katarak fahri olarak sunuyoruz. Bunun içinde ne kadar mutlu olduğumu anlatmam mümkün değil.
Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA
