İskenderun Cemevi Önünde Toplanan Bir Grup Alevi Vatandaş, 77 Yıl Önce Dersim’de Yaşanan Katliamda Ölenleri Andı
İskenderun Alevi Kültür Merkezi Cemevi önünde toplanan bir grup Alevi vatandaşımız, 77 yıl önce Dersim’de yaşanan katliamda ölenleri andı. Cemevi önünde yapılan basın açıklamasında, bu aşamada devletin artık karanlık geçmişi ile yüzleşmesi gerektiği belirtildi. Dersim halkından özür dilemesi, Dersim sürgünlerinin listesini açıklaması, bunların yerleştirildikleri yerlerin tespit edilmesi gerektiği dile getirildi.
Alevi Kültür Merkezi Yönetimi adına açıklama yapan Hasan Koyuncu; “Bugün, Dersim tertelesi sonucunda, Dersim önder kadrolarının, hukuksuz bir şekilde, yargılanmadan apar topar idam sehpalarında katledilişlerinin 77. yıl dönümünde anmak ve katilleri lanetlemek için toplanmış bulunmaktayız.
19. yüzyılın başlarından itibaren başlayarak Kürtlere karşı girişilen yok etme planının bir parçası olarak; Dersim’de yapılan Te’dip (Terbiye), Tenkil (Uzaklaştırma Cezalandırma), Taqtil (Öldürme), Tehçir (Göç Ettirme), Temsil (Asimile), Temdin (Medenileştirme) Kimi, Tasfiye (Yok Etme) programı, 1896 yılında “Dersim asi yuvasıdır. Islah edilmelidir” başlığını taşıyan “Dersim’in Islahatı” raporuyla, özelde Dersim için girişilecek özel katliam programının hazırlık aşamasının başlangıcıdır” dedi.
Tarihe ‘İsyan’ Olarak Geçmiştir…
Dersim’e gelene kadar yaşananları da tarihleriyle dile getiren Koyuncu; “1896 yılında II. Abdülhamit’e sunulan raporda; alınacak tedbirler ve hazırlıklar öncesinde uygulamaya geçmeden araştırma yapılması, Dersim bölgesinde uygulanması gereken kanunların çıkarılması ve çıkarılan kanunların sistemli bir şekilde uygulanması için ıslahat dedikleri askeri hareket planlarını geliştirerek, Dersimin gücünü kırmak, toplumun ileri gelen önderlerini katletmek ya da sürgün etmek amaçlanmıştır.
Cumhuriyet döneminde yaşananlar geçmişin devamıdır. Hazırlanan bütün raporlarda Dersim’de yapılacak katliamların teorisi oluşturulmuş, bu teori doğrultusunda da katliamlar gerçekleştirilmiştir. Raporların tamamında Dersim’in Kürt kimliği ve Alevi inancı ön plana çıkarılarak katliama gerekçe hazırlanırken devletin maaşlı tarihçileri Dersim katliamını ‘devlete karşı yapılmış bir isyan olarak’ resmi tarihe geçirmiştir.
Oysa Dersim’de devlet eliyle yaşatılan tertele Hitler faşizmini çağrıştıran bir insanlık dramıdır. Resmi açıklamalara göre Dersim’de 13 bin Dersimli katledilirken, yakaladıkları binlerce insan yerinden yurdundan koparılarak aç susuz, günlerce sürecek kimi zaman yaya kimi zaman tren yolculuğu ile sürgüne gönderilmiştir.
Yavuz Sultan Selim döneminde çıkarılan fetva Cumhuriyet döneminde de yaşam bulmuş, ‘Öldürülen Alevilerin kadınları ve çocukları size helaldir’ fetvası doğrultusunda binlerce Dersimli çocuk ailelerinden koparılarak batı illerine götürülmüş, bu çocuklar dilinden kültüründen, kimliğinden koparılarak akıbetlerinden bugüne kadar herhangi bir bilgi alınamamıştır.
77 yıl önce gerçekleştirilen bu katliamda yaşamını kaybeden başta Seyit Rıza olmak üzere tüm Dersimlileri saygıyla anıyoruz. Biz onları unutmadık, unutturmayacağız” diye konuştu.
Hasan Koyuncu, yaşananlarla ilgili özür dilenmesi gerektiğine de işaret ederek; “Gelinen bu aşamada devlet artık karanlık geçmişi ile yüzleşmeli. Dersim halkından özür dilemeli. Dersim sürgünlerinin listesini açıklamalı, bunların yerleştirildikleri yerler tespit edilmelidir. Dersimli ailelerden izinsiz olarak alınarak batı illerine götürülen çocukların listesi açıklanmalı, bu çocukları akıbeti konusunda kamuoyu bilgilendirilmeli” şeklinde konuştu.