“Deprem Gerçeğiyle Yaşamayı Öğrenmemiz Gerekiyor”

0
60

inşaat mühendisleri1İMO İskenderun Temsilciliği Başkanı Havlioğlu, 17 Ağustos Depreminin Yıldönümünde Deprem Gerçeğine Vurgu Yaptı…

17 Ağustos 1999 Marmara depreminin 14. yıldönümünde bir açıklama yapan İnşaat Mühendisleri Odası İskenderun Temsilciliği Başkanı Emin Havlioğlu, Türkiye’nin dünyanın en önemli deprem kuşaklarının birisi üzerinde bulunduğunu hatırlatarak, deprem gerçeğiyle yaşamayı öğrenmemiz gerektiğini vurguladı.

Ülke topraklarımızın %92’si, nüfusumuzun ise %98’inin deprem tehdidi altında olmasına rağmen, “Deprem Bilinci”nin yeterince gelişmediğini kaydeden Havlioğlu; “Başta konutlar olmak üzere ülkemizdeki yerleşimlerin planlama ve yapılanma süreçlerinde depreme duyarlı bir yaklaşımın benimsenmemiş olması yaşadığımız her depremde beklenenden çok daha fazla can ve mal kaybına neden olmaktadır. Hepimize derin acılar yaşatan bu sorunun üzerinden gelebilmek için toplum olarak depreme olan yaklaşımımızı gözden geçirmek ve deprem gerçeğiyle yaşamayı öğrenmemiz gerekmektedir” dedi.

Mühendis, mimar ve şehir plancıları olarak amaçlarının tüm toplum katmanlarında deprem duyarlılığının geliştirilmesi ve sürekliliğinin sağlanması olduğunun altını çizen Havlioğlu, İnşaat Mühendisleri Odası İskenderun Temsilcilik yönetiminin depremlerin afete dönüşmemesi için önerilerini kısaca şöyle sıraladı;

“Deprem kuşağında yer alan ülkemizde yerleşim, bu gereklilik eşliğinde planlanmalıdır. Yapı üretim süreci bir bütün olarak algılanmalıdır. İmar aflarından vazgeçilmelidir. Deprem öncesi, deprem sırası ve sonrasında yapılacak çalışmalara ilişkin kamu ve toplum yararını temel alan Ulusal Deprem Stratejisi, Türkiye Deprem Master Planı ve Afet Yönetimi Stratejik Planı oluşturulmalıdır. İmar, Yapı, Dönüşüm Alanları, Yapı Denetim ve Afet Yasaları TMMOB ve bağlı ilgili Odalar, üniversiteler ve ilgili kesimlerin katılımıyla düzenlenmeli; bu kuruluşlar mevzuat sürecinin asli unsurları olarak tanınmalıdır. Tasarım, üretim ve denetim süreci modeli benimsenmelidir. Yapı üretimi sisteminin asli öğelerinden olan müteahhitlik kurumu yeniden tanımlanmalı, sistem meslekten olmayanlara kapatılmalıdır. Denetim ücretlerinde haksız rekabet önlenmeli ve denetimin “kamu yararı” gözetilerek müteahhit-denetim firması ilişkisi birbirinden koparılmalıdır. Yapımcı okullar, hastaneler başta olmak üzere kamu yapılarının depreme karşı güvenli olup olmadıklarının konunun uzmanı mühendisler tarafından tespitine yönelik çalışma başlatılmalıdır.”

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here