2018 yılında ilk defa ödenmeye başlandı emekli ikramiyesi… Onu da ilk kez ortaya atan dönemin CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu oldu. Kılıçdaroğlu emekli ikramiyesini gündeme getirmemiş olsaydı, Erdoğan’ın kesinlikle emekliye maaş dışında herhangi bir ödeme yapması beklenemezdi. O yıl yani 2018’de verilmeye başlanan 1000 lira, döviz kuru ele alındığında 223 dolar ediyordu. 2025 yılında bin lira artışla dört bin liraya çıkarılan ikramiye ancak 109 dolara denk geliyor. Bu parayla ne yapabilirsiniz? Yapılan zam, ancak 12 kiloluk tüp parası…
Cumhurbaşkanı yapılan düzenlemelerle halk tarafından seçiliyor. Cumhurun anlamı halktır. Yasalara göre dört yıllık üniversite mezunu olmak ve 40 yaşını doldurmuş olmak şartı vardır. Hali hazırdaki Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın dört yıllık üniversite mezunu olup olmadığı kamuoyunda hala tartışılmaktadır. 3 dönemdir Cumhurbaşkanlığı seçilmiş olduğu halde lisans diplomasını ortaya çıkarabilmiş değildir. Doğrusunu söylemek gerekirse ilk zamanlarda yani Ekonomiden Sorumlu Bakan Ali Babacan zamanında ekonomi iyi gidiyordu. Fakat Babacan bakanlığı bıraktıktan sonra bir türlü dikiş tutmadı. Çünkü ekonominin başına kim gelirse gelsin Erdoğan’ın müdahalesiyle işler tepetaklak oluyordu.
“Ben ekonomistim, onların kafası basmaz… Faiz sebep, enflasyon netice” dedikçe enflasyon aldı başını gitti, pahalılık zirve yaptı. TÜİK denilen bir kurum var. Türkiye İstatistik Kurumu… Emekli maaşları bu kurumun fiyat araştırmalarına göre düzenlenir. Özellikle son yıllarda bu kurumun yaptığı araştırmalara halk artık inanmıyor. Çünkü bu kurum emekliye adeta daha az maaş verilmesi için alışveriş sepetine aldığı ürünleri oldukça düşük gösteriyor. Herhalde bir yerlerden aldığı talimatla olsa gerek!..
Daha geçenlerde emekli ikramiyelerine bin lira zam yapıldığının hemen ertesi gün veya bir iki gün sonra olabilir gazetecilerden biri Erdoğan’a emekli ikramiyelerine yeniden bir zam yapılıp yapılmayacağını sordu. Cumhurbaşkanı gayet asabi bir edayla “Üç bin liradan dört bin liraya çıkarıldı. Daha ne olsun” cevabını verdi.
Cumhurbaşkanı şunu hiç aklından çıkarmamalıdır. Kendisini o makama getiren işçisiyle, çiftçisiyle, şehirlisi, köylüsüyle, emeklisi ile halktır. Halk kimsenin marabası, kulu değildir. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, Cumhuriyetle birlikte Türk milletini padişahların kulluğundan kurtarmış, vatandaşlığa yükseltmiştir. Kendisini 3 dönem o makama getiren halk, aynı makamdan indirmesini de bilir. Erdoğan bunu unutmamalıdır. Daha doğrusu seçilen hiç kimse bunu göz ardı etmemelidir. Onları o makama kendisine hizmet etsin diye getirmektedir. Aşağılasın diye değil!
Erdoğan 5’li çete denilen yandaş firmalara tam 240 milyar dolarlık ihale verdi. Bu paralar milletin kesesinden ödenmektedir. Yine bu firmaların 128 kere vergi borcunu sildi. Bunlara hiç hakkı yokken…
Erdoğan, üç kuruş zammı esirgediği halkın parasıyla bugün oturmakta olduğu, adına “külliye” dediği 1150 odalı saray yaptı. Bugün bu sarayın günlük giderinin 59 milyon 300 bin lira olduğu söyleniyor. Ahlat’ta 10 bin küsur metrekare alana yaptırdığı saray bomboş duruyor. Kaç yılda bir gidip kaç gün kalıyor orada? 125 milyon lira para harcandı o saraya…
Pandemi döneminde millete aşı bulunamazken, Gökova’da yaptırdığı 300 odalı, 3 havuzlu yazlık saray o günün parasıyla 640 milyon liraya yapılmıştı. Burada daha önce Turgut Özal’ın tatilini geçirdiği basit sayılabilecek bir konut vardı.
Erdoğan basit konutlarda oturamıyor!
Daha bunun yanında Huber köşkü, Vahdettin köşkü gibi muhteremin milyonlarca para dökülerek tadilat yapılan sarayları var.
Türk milletinin bugün çekmekte olduğu ekonomik sıkıntıların sebebi işte Erdoğan’ın bu hesapsız harcamalarıdır. Kendisi saraylarında bir eli yağda, diğer eli balda saltanat sürerken emekli, pazarlar dağıldıktan sonra gidip pazarcı esnafının bıraktığı sebze-meyveyi topluyor. İnsanlar saatlerce ucuz et kuyruğunda bekliyor, umurunda değil!
Kısacası “ikramiyeye başka zam yapacak mısınız?” sorusuna sert bir cevap veren Erdoğan miadını doldurmuş, kullanım tarihi geçmiştir. Uzatmaları oynamaktadır.